"bilmecesini" - Translation from Turkish to Arabic

• لغز

Herkesten fazla, bizden önce kutunun bilmecesini çözeni hayal et.
اكثر من شخص حتى من الذين حلو لغز الصندوق من قبلنا كان يتخيل

Atomun neden çökmediği ve içinde neden bu kadar çok boşluk olduğu bilmecesini çözmeyi kendine görev edindi.
لدرجة أنه جعل مهمته أن يحل لغز لماذا لا تنهار الذرة للداخل و لماذا هناك كل هذا الفراغ

Annem hayatımın bilmecesini anlatamadan öldü.
لقد توفي والدتي قبل أن تتمكن من توضيح لغز حياتي

Bu noktada feromon bilmecesini sadece bir kimyager çözebilir.
الكيميائي فقط هو الذي يُمكنه حل لغز الفيرمون في هذه المرحلة.

Biliyorum, kulağa delilik gibi geliyor ama korkunç bir şey olacağını hissediyorum ve bu önsezi bilmecesini zamanında çözebilirsem sanki o şeyin olmasını engelleyebilirim gibi geliyor.
وأعرف أن هذا يبدو جنونياً، ولكنني أشعر بأن أمراً فظيعاً سيحدث وإن استطعت حل لغز الهاجس في الوقت المناسب

Hindu felsefesi uzun zaman önce gerçekleşen yaratılış bilmecesini çözmeye çalışmıyor.
فلسفة الهندوسية لا تتركز خول محاولة حل لغز الخلق الذي حدث قبل زمن طويل

Büyük Patlama bilmecesini de çözmek zorundadır.
يجب عليها أن تحل لغز الإنفجار الكبير.

Neredeyse Milenyum bilmecesini çözdüm.
انا تقريباً اكلمت حل لغز الالفيه

Tanrı şahidim olsun ki şeyinin bilmecesini çözeceğiz.
أعدك والله هو شاهدي سأحل لغز فرجك

Bir kadını tatmin etmek ve atom bilmecesini çözmek.
أن يشبع رغبة امرأة و أن يحل لغز الذرة

Amerika'nın bir ucuna gidiyoruz. kütleçekimi bilmecesini çözmeye çalışıyoruz.
نحن الآن نجتاز "أمريكا" لنحاول حلّ لغز "الجاذبيّة".

Ragnarok bilmecesini çözmek için Oseberg höyüğü karşınızda.
" ربما في حطام " وسيبرج " الإجابة على لغز " راجناروك

Babanın bilmecesini çözene kadar değil.
ليس قبل أن تفسري لغز أبيك

Hadi umalım da Stella'nın küçük bilmecesini geçeyim...
لنأمل أني حللت لغز ستيلا" الصغير"

Ölüm bilmecesini çözmek gibi bir amacımız var.
لدينا هدف لحل لغز الموت

Ryan'ın bilmecesini çözmek için mi?
المساعدة على حل لغز (رايان) ؟

Veritas günlüğü ile tüm Kal-El bilmecesini çözdüğümü sanıyordum ama onu senin yanına göndererek bir kaç eksik parçayı da tamamladım.
ظننت أني فهمت أخيراً لغز (كال-إل) مع مذكرات (فيريتاس)، لكن... لكنها إرسالها إليك كشف عن بعض الجزئيات الكريبتونية المفقودة.