"bir çanta dolusu" - Translation from Turkish to Arabic

    • حقيبة مليئة
        
    Yani kurbanımız dükkandan bir çanta dolusu parayla çıkmış. Open Subtitles إذاً ضحيتنا ينطلق من المخزن و بحوزته حقيبة مليئة بالمال
    Şimdi sana bir çanta dolusu para vereceğim, tabi ki nakit. Open Subtitles الآن سأعطيك حقيبة مليئة بالمال، ونقداً بالطبع.
    Bana garip diyin ama bir çanta dolusu araba teybi ile gelmediğiniz belli. Open Subtitles اعتبرني صينياً , لا أعتقد أنه لديك حقيبة مليئة بأجهزة المذياع
    Böyle bir adama öylece bir çanta dolusu parayı verip,.. Open Subtitles لا يمكنكِ إعطاء حقيبة مليئة بالنقود لرجل كهذا
    Yani bir çanta dolusu hiçbir şeyi hiçbir yere götürüyorsunuz. Open Subtitles إذا, تحملون حقيبة مليئة بلا شىء إلى لا مكان
    Yani, Harlan'dan gidersem, bana bir çanta dolusu para vereceksin. Open Subtitles إذاَ أترك " هارلن " تعطيني حقيبة مليئة بالمال ؟
    Sonra da bir çanta dolusu seks oyuncağı çıkardı. Open Subtitles وعندها هو القى حقيبة مليئة بالألعاب الجنسية
    Carlos hem bir çanta dolusu Grizzlies ürünü alacak hem de bir ünlüyle fotoğraf çektirecek. Open Subtitles كارلوس سوف يحصل على حقيبة مليئة بالحماقات من الجريزلز و صورة تذكارية مع المشاهير
    Çünkü normal insanlar bir çanta dolusu para taşımaz. Open Subtitles لأنّ الناس العاديين لا يحملون حقيبة مليئة بالمال، اتفقنا؟
    Bende ne görüyorsun bilmiyorum elinde bir çanta dolusu ilaç olan yalnız bir adamım ben. Open Subtitles حسنا، انا لا أعرف ما الذي ترينه فيَّ أنا مُجرّد رجل وحيد مع حقيبة مليئة بالمُخدّرات
    Ve annenin avukatı bir çanta dolusu parayla oradaydı. Open Subtitles وكان محامي أمك هناك مع حقيبة مليئة بالهراء.
    bir çanta dolusu parayı orada bırakacak değilim, tamam mı? Open Subtitles ‫لن أترك حقيبة مليئة بالنقود ‫هناك في الخارج، أتفهمينني؟
    Sanırım bir çanta dolusu silahını aldın. Open Subtitles .اعتقد أنك حصلت على حقيبة مليئة بالأسلحة
    Anne, biraz önce adama elinde parçanın olduğuna dair hiç bir kanıt yokken, ...bir çanta dolusu para verdin. Open Subtitles أمي، لقد سلمته للتو حقيبة مليئة بالمال بدون دليل عن إمتلاكه لما نريد
    Yaklaşık 1 yıl sonra, çöpte bir çanta dolusu peluş hayvan bulduğumda ve hayatımda ilk defa aniden bu kadar çok oyuncağa sahip olduğumda da yine bu şekilde hissettim. TED بعد حوالي العام، أحسست بذلك الإحساس مجددا عندما وجدنا حقيبة مليئة بدمى الحيوانات في سلة المهملات وفجأة كان عندي المزيد من الألعاب أكثر بكثير مما كان عندي في السابق.
    Bende bir çanta dolusu var. Bir anlamları yok. Open Subtitles لديّ حقيبة مليئة بها انها لا تعني شيئا
    Otobüste bir çanta dolusu C4 var. Open Subtitles لديّ حقيبة مليئة بمتفجّرات "سي4" بالحافلة.
    bir çanta dolusu baharat ve sosis var. Open Subtitles معي حقيبة مليئة بشرائح اللحم والنقانق.
    Kare bulmaca doldurduğunuzda veya bir sihir şovu izlediğinizde, bir çözücü olursunuz. Ve amacınız, kaostaki düzeni bulmaya çalışmak. Çözmeniz gereken kaos, siyah-beyaz bulmaca karelerindeki, bir çanta dolusu Scrabble taşlarındaki veya karılmış bir paket oyun kartlarındaki kaos olabilir. TED عندما تقوم بحل الكلمات المتقاطعة أو تشاهد عرضًا لألعاب الخفة، تصبح موجدا للحل ويصبح هدفك هو محاولة إيجاد الترتيب انطلاقا من الفوضى، فوضى كتلك الموجودة في شبكة الكلمات المتقاطعة أو حقيبة مليئة بمكعبات السكرابل المخلوطة أو مجموعة من أوراق اللعب المخلوطة.
    Sadece bir çanta dolusu. Open Subtitles فقط حقيبة مليئة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more