"bir çerçeve" - Translation from Turkish to Arabic

    • إطار
        
    Bunun yerine tarihi bir çerçeve içerisinde düşünelim. TED لكن فلنفكر بدلا عن ذلك بالتاريخ ضمن إطار.
    Mevcut bir çerçevesi olan insanlar, ekonomik bir çerçeve, bir mühedislik çerçevesi, yaptklarının mantığının tüm cevabı verdiğini düşünürler. TED الناس الذين لديهم إطار عمل موجود إطار عمل اقتصادي ، إطار عمل هندسي، ًــ يشعرون انه بالفعل منطقياً في اجابته
    içinden - genellikle - olağanüstü mavi gökyüzünü gördüğünüz muhteşem bir çerçeve TED وداخل إطار مدهش يمكنك مشاهدة -- عادة -- سماء زرقاء غير عادية.
    People's Report Card tüm bu bilgileri tek bir çerçevede bir araya getirerek, okul günlerinden aşina olduğumuz bir çerçeve, hesap vermelerini sağlıyor. TED هذه البطاقات تجمع كل هذه البيانات في إطار بسيط والتي سنتعود عليها من أيام المدرسة، ونضعها في الحسبان.
    Burada cihazımızı bir çerçeve yapı içerisine koyuyoruz. TED لدينا هنا الجهاز الذي وضعنا بداخله إطار.
    Sıkı ve mantıklı olan kişisel sağlık verilerinin dağıtımı, kullanımı ve paylaşımı için düzenleyici bir çerçeve oluşturmak gerekmektedir. TED يتطلب إنشاء إطار تنظيمي لتجميع واستخدام ومشاركة بينات الصحة الفردية، والذي هو صارم ومعقول في نفس الوقت.
    ateşten bir çerçeve içinde yanan parçalara ayrılan kağıtlara benziyor. Open Subtitles رسائل متماثلة كانت تحترق ممزقة في إطار ناري
    Biliyor musun, sanırım bu fotoğraf için mükemmel bir çerçeve var bende. Open Subtitles ووَضعَهم معروض؟ تَعْرفُ، أعتقد أنا عِنْدي إطار الصورةِ المثاليِ لهذا.
    Bu bir çerçeve sürükleme ya da solucan deliği eşleştirme değil. Temel mekanik ve ısı. Open Subtitles لكنها ليست إطار إنها أساسية الميكانيك والحرارة
    Bu şahane fotoğrafa, güzel bir çerçeve yaptıracağım; Open Subtitles هذا مدهش. سأحضر إطارًا رائعًا لها، لأن نينا لديها إطار مناسب لها.
    Yeni bir çerçeve almam lazım ve canım acayip İsveç köftesi çekiyor. Open Subtitles أحتاج إلى إطار صور جديد، كما أنني أشعر برغبة بتناول كرات اللحم السويدية
    Cerrahın altyazı koyma teknolojisinin bir çerçevesini kullanarak dersi anlattığı bir çerçeve sistemiyle başlıyor, sonra üzerine video konferans için bir başka bir teknoloji ekliyoruz. TED هو يبدأ بنظام هيكلي ففي حين يلقي الجراح محاضرة باستخدام إطار من التكنولوجيا التوضيحية، نضيف تكنولوجيا أخرى للقيام بنظام مؤتمرات الفيديو.
    Ve dışarıya çıkıp plastik bir çerçeve alıp fotoğrafını içine yerleştirmiş. TED فخرج وإشتري إطار بلاستيك للصورة.
    Ve aynı denklemler, kanserin av, bağışıklık sisteminin avcı olduğu, kanser ile bağışıklık sisteminin etkileşimlerini anlamak için bir çerçeve sunar. TED وتوفّر نفس هذه المعادلات إطار عمل لفهم التفاعلات المناعية للسرطان، حيث يكون السرطان هو الفريسة، والجهاز المناعي هو المفترس.
    Bence de hoşlanır, çok güzel bir çerçeve ve... Open Subtitles أعتقد أنا كذلك ...إنه إطار صورة جميل جداً و
    Sence böyle bir çerçeve ne kadar eder? Open Subtitles بكم ؟ إطار جميل مثل هذا ، بكم تعتقدين ؟
    Fotoğrafların için bir çerçeve bulmak isteyebilirsin. Open Subtitles ربما ترغبين بالعثور على إطار لذكرياتك
    hoş, yeni bir çerçeve,çatlaksız. Open Subtitles أي إطار جديد لطيف، خالي مِنْ الشَقّ.
    Diyorki yeni bir çerçeve almalıymışsın Open Subtitles نعم، ماذا ذلك؟ يَقُولُك should've إشترى a إطار جديد.
    Gösterişli altın bir çerçeve de yok mu? Open Subtitles ماذا؟ ليس هناك إطار ذهبي مزخرف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more