Bence Bir çoğu para için geldi. | TED | أعتقد أن العديد منهم قدم طمعا في المال. |
Bir çoğu savaşta öldürüldü. | Open Subtitles | العديد منهم قتل في المعركة والعديد قتلوا بعضهم البعض |
Bir çoğu imkansız, bazıları partik değil ve bir kaç tanesi de kesinlikle ahlaki değil. | TED | معظمهم من المستحيلات، بعضهم غير عملي وواحد أو أثنين منهم اكيد غير أخلاقي. |
Kanun, prensip en azından teoride haklı olduğumuz konusunda Bir çoğu hemfikirdi. | TED | وافق أغلبهم أننا على حق من الناحية السياسية و من الناحية القانونية، على الأقل نظرياً |
Bir çoğu da çömezdi. Ve biz bunu da biliyorduk. | Open Subtitles | و الكثير منهم كانوا عديمي الخبره و كنا نعرف ذلك |
Evet, izleyicilerimzden Bir çoğu seninle konuşmak istiyor. İlk kim aramış, görelim mi? | Open Subtitles | حسناً، أرى من أن كثيراً من مشاهدينا يريدون التحدث إليكِ هل لنا أن نرى من لديه السؤال الأول؟ |
Hükümlülüğü süresince 23 kişi tarafından tehdit edilmiş. Bir çoğu, kurbanın arkadaşı veya akrabası zaten. | Open Subtitles | 23شخصاً هدد حياته خلال المحاكمة معظمها من الأصدقاء أو عائلة الضحية المزعومة |
Bir çoğu siperden üç adım bile ilerleyemeden ölmüş ya da yaralanmıştı. | Open Subtitles | كان معظمهم قد قتلوا او أصيبوا قبل ان يتقدموا لثلاثة خطوات |
Bunların Bir çoğu, bombalarımızı attığımız... bazı coğrafi bölgelerde yaşamakta olan sıradan erkekler, kadınlar ve çocuklardı. | Open Subtitles | كان العديد منهم مجرد نساء ورجال وأطفال عاديين شاءت الأقدار أن يعيشوا في المنطقة الجغرافية نفسها التي رمينا قنابلنا فيها |
Hastalarımın Bir çoğu Amerika'dan geliyor. | Open Subtitles | مَرضاي، العديد منهم يأتون من الولايات المتحدة. |
Bir çoğu yıkılmış evliliklerin, tacizin sonucu. | Open Subtitles | العديد منهم يأتي من منازل محطّمة أسرياً، قاسية |
Buna nasıl cüret ediyorsun. Bir çoğu kocamı senelerdır tanıyan dostlarıydı. | Open Subtitles | كيف تجرؤ, اعرف معظمهم من سنين إنهم أصدقائي |
Bir çoğu yabancı ama siz onları birleştiriyorsunuz. | Open Subtitles | معظمهم من الغرباء ولكنك توحد بينهم أنت تمنحهم صوتك |
Bir çoğu kız, Peder. | Open Subtitles | ان معظمهم من الفتيات أيها القس |
Bir gurup insan gördük, Bir çoğu, bir çok uzvunu kaybetmiş, kalan uzuvları yanık, yüzünün yarısı gitmiş, bir kulağı yanıp gitmiş. | TED | فقد رأينا مجموعة من الأشخاص، أغلبهم قد فقد أجزاء كبيرة من الجسد، والأجزاء المتبقية قد تكون محترقة، نصف الوجه قد ذهب، والأذن قد احترقت. |
Çok şaşırdım. Onların Bir çoğu kilit altındaydı. | Open Subtitles | حسنٌ ، هذهِ مفاجأة، أغلبهم تمّ إخفائهم. |
Bence, ağın içerisindeki bu teknoloijyi inşa eden insanların, Bir çoğu insanları ilişkilendirmekte çok iyi değil. | TED | أفكر, في الأشخاص الذين بنوا كل هذه التكنولوجيا في الشبكة, الكثير منهم ليسوا جيدين في الإتصال بالناس. |
Hayatlarımız sizden ya da benden daha akıllı olmayan adamların elinde, Bir çoğu beceriksiz memeler. | Open Subtitles | حياتنا بين أيدي رجال ليسوا بأذكى منا الكثير منهم حمقى |
Evet, izleyicilerimzden Bir çoğu seninle konuşmak istiyor. İlk kim aramış, görelim mi? | Open Subtitles | حسناً، أرى من أن كثيراً من مشاهدينا يريدون التحدث إليكِ هل لنا أن نرى من لديه السؤال الأول؟ |
Hükümlülüğü süresince 23 kişi tarafından tehdit edilmiş. Bir çoğu, kurbanın arkadaşı veya akrabası zaten. | Open Subtitles | 23شخصاً هدد حياته خلال المحاكمة معظمها من الأصدقاء أو عائلة الضحية المزعومة |
Bir çoğu öldürüldü. Geriye kalanlar ise aklını oynattı. | Open Subtitles | معظمهم قد قُتل والبقية بكل بساطة قد جنوا |