"bir ödül" - Translation from Turkish to Arabic

    • بجائزة
        
    • على جائزة
        
    • هناك جائزة
        
    • هناك مكافأة
        
    • جوائز
        
    • غنيمة
        
    • على مكافأة
        
    • جائزة من
        
    • لجائزة
        
    • أى مكافأة
        
    • يا لها من مكافأة
        
    • مُكافأة
        
    • مكافأة لمن يقتلنا
        
    • إنها جائزة
        
    • إنّها جائزة
        
    Ama büyük bir ödül kazandığım için çalmamın senin için bir önemi yok. Open Subtitles ولكني أنوي الفوز بجائزة كبيرة وثمينة، لذا فأنا اظن إنك مصيب بذلك الشأن.
    İsteseniz de, bir ödül kazanmak sayısal olarak öldükça zor. TED من الصعب جدا، من الناحية العددية، الفوز بجائزة إذا كنت ترغب ذلك.
    O işi çözebilirsen, bize hoş bir ödül kazandırmış olursun. Open Subtitles تخيل أنه من مكان ناء حصلت لنفسك على جائزة جميله
    ...bu anonsla birlikte başına bir ödül konduğunu bildirmem de gerekiyor. Open Subtitles مع هذا الإعلان يجب ان اخبركم , أن هناك جائزة لقتله
    Eski ortağın Jack'in kellesi için bir ödül olduğunu duydum. Open Subtitles إذاً لقد سمعت أن هناك مكافأة علي رأس شريكك القديم
    Kendisi bir ödül avcısı. İşini de aldı şimdi. Eve dönebiliriz artık. Open Subtitles هذا صائد جوائز و هو يتولى القضية لذا بإمكاننا العودة إلى المنزل
    Sen Lizzie McGuire, Paolo'yla birlikte bir ödül mü vereceksin? Open Subtitles انتى ياليزى مجواير تفوزى بجائزة فى الحقيقة على المسرح مع باولو؟
    Bu yıl kim daha çok yumurta bulursa bir ödül kazansın. Open Subtitles الذي يجد معضم البيضات لهذه السنة يفوز بجائزة
    Fotoğraflarınızı bize gönderin, sizinkini seçersek, gizemli muhteşem bir ödül kazanın. Open Subtitles أرسلوا إلينا صوركم وإن اخترنا صورتكم، فستفوزون بجائزة سرية رائعة
    Çok iyi yaptığın belli ki ben bir ödül aldım. Open Subtitles والذي من الواضح أنكِ أحسنتِ فعله لأنني حصلت على جائزة.
    Eğer oyunu kazanırlarsa, büyük bir ödül alacaklarını söyledik. TED وأخبرناهم إذا فازوا اللعبة، سيحصلوا على جائزة كبيرة.
    Başınıza konulmuş o kadar yüklü bir ödül var ki beyler düşündüm de bir sonraki soygununuza katılabilirim. Open Subtitles هناك جائزة كبيرة مقدمة لأجلكم ايها السادة ظننت اني استطيع ان اكون معكم في سرقتكم القادمة
    Yani eğer en kötü masaj için bir ödül olsaydı, ödülü kim alırdı? Open Subtitles إذن انت تقول لو كانت هناك جائزة لأسوأ مساج من سيأخذها؟
    Evet. Bilgi için büyük bir ödül varmış. Hazırlanmam için anca zaman var. Open Subtitles قال أن هناك مكافأة لكن من يدلي بمعلومات عنها بالكاد وجدت الوقت للتحضير
    Millennium Falcon'u bulana yüklü bir ödül var. Open Subtitles سيكون هناك مكافأة سخية لمن يجد الميلينيوم فالكون
    Bunun, devasa miktarda bir ödül kazanmakla bir alakası yok, değil mi? Open Subtitles أوه، وهذا ليس له اي شأن بجمع جوائز اكبر, الآن، أليس كذلك؟
    O senin kollarında bir ödül. Çocukların da öyle olacak. Open Subtitles إنها غنيمة بين يديك و أطفالك سيكونون كذلك أيضاً
    Bu bir adamın sekse teslim olması için bir ödül olarak kullanır. Open Subtitles استخدامه نرى، أن يكون مثل الرجل سيحصل على مكافأة لالتزامه مع الجنس.
    Bu iş size yalnızca cennetin ödülünü değil bundan başka maddî bir ödül de getirecek. Open Subtitles هذا العمل سيجلب لك . .. ليس فقط جائزة من السماء
    Dünya çapında 230 milyon gişe hasılatı, dört Oscar adaylığı, bir ödül. TED 230 مليون دولار في البوكس أوفيس عبر العالم 4 ترشيحات لجائزة الأوسكار، و الفوز بواحدة
    bir ödül iste ve anında senin olsun. Open Subtitles أطلب أى مكافأة وستحصل عليها حالآ.
    Güzel bir ödül. Open Subtitles يا لها من مكافأة.
    O ve gangsterler arkadaşları kellene şişkin bir ödül koydu. Open Subtitles هُو وزملائه أفراد العصابة وضعوا للتو مُكافأة كبيرة على رأسك.
    Hatta Lübnan'da başımıza konmuş bir ödül var. Open Subtitles في لبنان هناك مكافأة لمن يقتلنا
    Gayrimenkul satışları için verilen bir ödül ondan sonra satışları iki katına çıktı. Open Subtitles إنها جائزة مبيعات من جمعية العقارات ولقد تضاعفت عروض البيع بعد ذلك
    Aslında, bir milyon dolarlık bir ödül. Open Subtitles ورقة؟ إنّها جائزة قدرها مليون دولار في الواقع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more