"bir öfke" - Translation from Turkish to Arabic

    • من الغضب
        
    • غضب في
        
    Onunla birlikte savaşmak, savaşçıyı kontrol edilemez bir öfke durumuna sokuyormuş. Open Subtitles إن القتال بواسطته يضع المحارب في حالة من الغضب غير المكبوح.
    Onunla birlikte savaşmak, savaşçıyı kontrol edilemez bir öfke durumuna sokuyormuş. Open Subtitles إن القتال بواسطته يضع المحارب في حالة من الغضب غير المكبوح.
    Böyle bir öfke, acı ve kafa karışıklığı evresinden geçerken terapistimden bir randevu aldığımı hatırlıyorum. TED لذلك في احدى المرات عشت هذه الحالة الغريبة من الغضب و الألم و الارتباك، أذكر أني حجزت موعدا مع معالجي النفسي.
    Her dakika bir öfke ve kaybetme duygusu hissettim. Open Subtitles كل دقيقة, تنتابني موجة من الغضب و الخسران
    Ama Richard'ın gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir öfke vardı. Open Subtitles لكن كان هناك غضب في عيون ريتشارد أنا لم أرى قبل ذلك
    Daha da kötüsü, kalbini kırmış. - Bu, kontrol edemeyeceğin bir öfke. Open Subtitles والأسوأ من ذلك حطم قلبه هذا النوع من الغضب لا يمكن التحكم فيه
    O kadar büyük bir öfke ve acı ki kurtulmam gerekiyordu. Open Subtitles من الانتظار كان هناك الكثير من الغضب والألم و أردت أن ينتهي الأمر
    Sıradanlığı alt seviyedeydi, bir dahiydi o. bir öfke katmanı vardı. Ve de güzel bir ruhu. Open Subtitles تحت رداءته كان هناك عبقري ثم طبقة من الغضب ثم روح جميلة
    - Bugünlerde böyle bir öfke gördün mü? Open Subtitles لا يمكن رؤية المزيد من هذا النوع من الغضب في الوقت الحالي
    Bu tarz bir öfke kadınlara karşı çok derin bir öfkenin belirtisi. Open Subtitles هذا النوع من الغضب ينتج عن كره عميق للنساء
    İçimde büyük bir öfke var, bu bir gerçek ama bunu geride bırakmaya çalışıyorum. Open Subtitles من الواضح لدي الكثير من الغضب لكن أحاول تركه لان الغضب سام
    Bir yılı geçmiş ama, böyle bir öfke hiç beklenmedik bir anda patlayabilir. Open Subtitles جرى ذلك الأمر منذ أكثر من عام ، لكن ذلك النوع من الغضب يطفح عندما لا تتوقع ذلك
    Yani, içinde bir yerlerde böyle bir öfke olduğunu bilmek... Open Subtitles حسنا، أعني، فقط أن أعرف أن لديكِ هذا النوع من الغضب في داخلك
    Akademide tanıştığımız o günde içinde müthiş bir öfke vardı. Open Subtitles تعلمون، في ذلك اليوم التقينا في الأكاديمية، كان لديك الكثير من الغضب في الداخل منك
    Baba şiirinde metafor kullanımı ve sonunda yaratılan ruh hali bir öfke patlamasına dönüşüyor. Open Subtitles تلك القصيدة "دادي" و إستخدام الإستعارة و كيف امتدت حتي نهاية القصيدة من الظلمة إلي إنفجار من الغضب
    "Bugünlerde böyle bir öfke gördün mü?" Open Subtitles لا ارى هذا النوع من الغضب هذه الأيام
    Oh, içinde ona karşı bir öfke var. Open Subtitles هذا بعضٌ من الغضب الذي تم وعدي به.
    Yakında Marcus tahta oturacak ve bir öfke dalgası geceye karışacak. Open Subtitles قريباً (ماركوس) سيتولى العرش وموجة عارمة من الغضب والعقوبات ستنتشر في ظلام الليل
    İçinde bitmeyen bir öfke taşıyor. Open Subtitles لديه الكثير من الغضب المضلل
    Benzeri bir öfke göremezsiniz. Kafamı kestirecekti. Open Subtitles .لا غضب في مواكبة ذلك .لقد حاولت قطع رأسي
    Afganistan'daki Sovyet istilasına karşı sokaklarda büyük bir öfke var... Kendi türümüzün kardeşliği. Bir tanesi Boston'da tutuluyordu. Open Subtitles " هناك غضب في الشوارع للأحتلال السوفيتي لأفغانستان " إحداهما رست في

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more