"bir örümcek" - Translation from Turkish to Arabic

    • عنكبوت
        
    • العنكبوت
        
    • عنكبوتاً
        
    • عنكبوتِ
        
    bir örümcek lifi proteininin nasıl göründüğünü anlamanız için, bu bir kılavuz çizgisi proteini, sadece bir kısmı karadul böceğine ait. TED لإعطاءكم فكرة عن ما يبدو عليه بروتين خيط العنكبوت هذا هو بروتين خيط الجذب جزء منه فقط من عنكبوت الارملة السوداء
    Yer yüzü mahlukları arasında sizin bir örümcek olduğunuzu söylerim. Open Subtitles في حقيقة الأمر أنت لا شيء إلا عنكبوت صغير وضيع
    Ölüm sebepleri bugüne kadar rastlamadığım kadar güçlü zehire sahip bir örümcek. Open Subtitles يَبْدو ان سببَ الموتِ عنكبوت قاتل أكثر مِنْ أيّ عنكبوت أَبَداً رَأيتُة.
    ...küçük kahverengi bir örümcek oluyormuş. Open Subtitles ويجد عنكبوتاً صغيراً بني اللون يصارع للبقاء في مواجهة المياه المتدفقة
    Pencerenin eşiğinde bir örümcek vardı, ve çöreğimi orada unutmuştum, hepsi bu. Open Subtitles لقد كان هناك عنكبوت على النافذة ونسيت أني أحمل بيدي كعكة محلاة
    Drake Anderson olarak tanınan bu şahıs... 1.70 boylarında, koyu kahverengi saçlı ve boynunda bir örümcek dövmesi var. Open Subtitles انه مشهور باسم درايك اندروسن اندرسن من 5 قدم ل 10 شعره اسود غامق يوجد على رقبته وشم عنكبوت
    Binlerce iplikten oluşan bir suç ağının ortasındaki bir örümcek. Open Subtitles عنكبوت في منتصف الشبكة شبكة جنائية ذات الآلاف من الخيوط
    Aslında, bu araştırmada en dayanıklı kılavuz ipi beyaz bölgede tam buradaki daire ağ örmeyen bir örümcek. TED في الواقع , خط الجذب الاصلب في هذا المسح هو هذا الذي هنا في هذه المنطقة عنكبوت الشبكة المتموجة غير الفلكية.
    Onu bir örümcek ağı ve örümcek ile kişiselleştirmiş, Anansi'yi temsil eden bu desen, Batı Afrika kültürüne ait bir karakter. TED يحمل نقشًا لشبكة عنكبوت وعنكبوت، يُمثل أنانسي، شخصية فلكلورية في غرب أفريقيا.
    Yeryüzü mahlûkları arasında sizin bir örümcek olduğunuzu söylerim. Open Subtitles في حقيقة الأمر أنت لا شيء إلا عنكبوت صغير وضيع
    Fakat zavallı şey, kendi vücudunun dışında büyüyen, bir örümcek ağına yakalanmış. Open Subtitles لكن السيء بالأمر أنها كانت محتجزة بواسطة شبكة عنكبوت عملاقة كانت قد نمت من خلال جسمها
    Tuvalette, hayatı için çabalayan bir örümcek gibi. Open Subtitles هو مثل عنكبوت في المرحاض، يكافح من أجل النجاة
    Bu kendini karıncaya benzetmiş bir örümcek. Open Subtitles كما ترى فان هناك عنكبوت يتنكر ليبدو كالنملة
    Bu kendini karıncaya benzetmiş bir örümcek. Open Subtitles كما ترى فان هناك عنكبوت يتنكر ليبدو كالنملة
    Panik yok ne demek? Burada bir yerde büyük bir örümcek var. Open Subtitles ماذا يعني أن لا أخاف لقد كان عندي هنا عنكبوت كبير
    Hayır, bir örümcek vardı. Büyük bir örümcek vardı. Open Subtitles لا، كان هناك عنكبوت كان هناك عنكبوتاً كبيراً
    Hanedanlık nişanem, ahdar bir zemine silkâ eylemiş bir örümcek adam. Open Subtitles شعار النبالة الخاص بي عليه الرجل العنكبوت مضطجع على حقل أخضر
    Ben laboratuvardayken yeni bir örümcek lifi diziliminin önüme gelmesine bayılıyorum. TED احب عندم اكون في المختبر ويظهر تسلسل جديد لخيط العنكبوت
    Bir dahaki sefere bir örümcek ağı gördüğünüzde lütfen durun ve daha yakından bakın. TED في المرة القادمة التي تشاهدون فيها شبكة العنكبوت ارجوكم توقفوا وانظروا عن قرب اكثر
    Tamam, fazladan bir örümcek ısırığı bir şey değiştirmez. Open Subtitles حَسناً، عضة عنكبوتِ أكثرِ واحدة لَنْ تُؤثّرَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more