Sadece işle ilgili bir şey bu ve hayat böyle. | Open Subtitles | كل ما كنت أقوله كان هذا هو المكتب و هذه هي الحياة هذا أمر جيد |
Hayır, bir ara internet kesildi ama normal bir şey bu. | Open Subtitles | لا، الإنترنت فصل لفترة صغيرة، لكن، هذا أمر ليس بالغريب |
Yabancı yatırım, hükümet yardımı olmadan gerçekleşen bir şey bu, ve aslında, bütün engellere rağmen, Nijerya ekonomisinin en zor anlarından birinde gerçekleşti. | TED | إنه أمر يحدث بدون الإعتماد على الإستثمار الأجنبي. بدون الدعم الحكومي . وتحديدا يحدث برغم كل الصعوبات. في أكثر اوقات الإقتصاد النيجيري صعوبة |
Onunla adaları gezmeye gittiğin fikrine bile katlanamıyorum. Romantik bir şey bu! | Open Subtitles | لا تعجبني فكرة أن تذهب لجزيرة معها إنه أمر رومانسي |
İlahi bir şey bu. Yine de son derece gerçek. | Open Subtitles | لمجموعة من الرجال يغنون بتناغم متكامل إنه شيء متفوق و لكنه يبقى شيئاً حقيقياً |
Bu takımda uzun süredir eksik olan bir şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الذي يفتقده الفريق منذ وقت طويل |
Orta Batı'daki rakamlar çok yüksek. Harika bir şey bu. | Open Subtitles | وأرقامك كانت مرتفعة جداً في الوسط الغربي من البلاد وهذا شيء رائع |
Her neyse, bu ciddi bir şey. Bu bir zulüm. | Open Subtitles | على أيّة حال, هذا أمرٌ جدي هذه أمورٌ وحشية, لا مزيد من الابتسامات |
İnanılmaz bir şey bu, harikayız! | Open Subtitles | بإستمرار. هذا أمر لا يصدق ، حقأ كُنتَ كذلك. |
Muhteşem bir şey bu. | Open Subtitles | هذا أمر رائع أنا لا أستطيع التحرك علي الإطلاق |
Üzerine düşüneceğimiz çok ilginç bir şey bu. | Open Subtitles | الآن هذا أمر مثير جداً للاهتمام لأفكر فيه |
İnanılmaz bir şey bu. | Open Subtitles | تبا ، يا رجل ، هذا أمر لا يصدق |
Hayır Blanca, kişisel bir şey bu. | Open Subtitles | لا ، ايتها البيضاء هذا أمر شخصي |
Bunun komik olan bir yanı yok. Berbat bir şey bu. | Open Subtitles | . لا يُوجد شئ مُضحك . هذا أمر فظيع |
Utanç verici bir şey bu. Hayır, tatlım, anlamıyorsun. Paspas değil, şu bezlerden alacağım. | Open Subtitles | ـ إنه أمر محرج ـ كلا, لقد أخبرتك, إنها ليست ممسحة |
Bu fiziksel bir şey, bu tehlikeli. | Open Subtitles | يركب ألواح الطاقة الشمسية على السطح إنه أمر جسدي، و خطير |
Ki tekrar yapmaya niyetimin olmadığı bir şey bu. | Open Subtitles | إنه أمر لا أعتزم إطلاقاً القيام به ثانيةً. |
Kaçınılmaz bir şey bu. Peki, o hâlde başka bir şey bulursun. | Open Subtitles | ـ إنه أمر حتمي ـ حسناً إذاً، سوف تجد شيء آخر |
Salı günü içkiler indirimli Silas. Bizim olayımız gibi bir şey bu. | Open Subtitles | ساعة يوم الثلاثاء السعيدة ، سايلاس إنه شيء نقوم به |
Tüm tarafların kaçınmak istediği bir şey bu, değil mi? | Open Subtitles | أظن إنه شيء يجب على الجميع تجنبه، أليس كذلك؟ |
Çarkçılarla ilgili bir şey bu, çok kendini beğenmişler. | Open Subtitles | هذا هو الشيء بشأن الميكانيكيّون، إنّهم معجبون بأنفسهم |
Adsız Alkolikler'deymişsin. Bana hiç söylemediğin bir şey bu. | Open Subtitles | ولكنك في مجموعة لمدمني الكحول وهذا شيء لم تخبرني به |
Biri hakkında söylenebilecek çok güzel bir şey bu. | Open Subtitles | هذا أمرٌ جميلٌ لتقوله عن إنسان |
bir şey bu kozayı kurbanın etrafına sarmış, tamam mı? | Open Subtitles | شيء ما قد نسج هذه الشرنقة حول ضحيتنا, صحيح؟ |