İşlerin nasıl gittiğini ve yapabileceğim bir şey olup olmadığını merak etmiştim. | Open Subtitles | كنت أتساءل كيف كانت تسير الأمور لو كان هناك شيء يمكنني فعله |
Konuşmak istediğin bir şey olup olmadığını sorsam münasebetsizlik olmaz diye düşündüm. | Open Subtitles | ولا أظن بأنه عناء كثير لتطلبي إن كان هناك شيء تودين الحديث عنه |
Aslında yardım edebileceğim bir şey olup olmadığını sormaya gelmiştim. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد كنت أتساءل إن كان هناك شيء يمكنني فعله للمساعدة |
Sizden kasabalıları sorgulayıp olağan dışı bir şey olup olmadığını bulmanızı sonra da kapıp, paketleyip, etiketlemenizi istiyorum. | Open Subtitles | وجدًا إن ما كان هناك شيء غير طبيعي حدث ثم أمسكه فأحفظه فعلمه |
Evet, endişelenecek bir şey olup olmadığını anlayana kadar altyapıyı koruma altına almalıyız. | Open Subtitles | أجل, أظن ذلك, لحماية البنية التحتية فحسب حتى نعرف إن كان هناك شيء يتوجب القلق حياله فعلاً |
Hava alanından valizi getirdiler ama sapı kırılmış içinde eksik bir şey olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد جلبوا الحقيقة من المطار, ولكن قفلها .مكسور , لا أعلم إذا كان هناك شيء ما مفقود |
Benim sabıkam yok. Sana bana anlatmadığın bir şey olup olmadığını sormuştum. | Open Subtitles | لقجد سألتك ان كان هناك شيء لم تخبرني به |
Sana bir şey olup olmadığını sordum. | Open Subtitles | لقد سألتك ان كان هناك شيء يجري |
90 aile çalışmaya katılmaktaydı; hepsinin çocukları 7 gün 24 saat izlenecekti. Bunun için kafalarının üzerinde altın standartta bir EEG kullandık, beyin aktivitelerini ölçtük ve davranışlarını videoya aldık, elektrokardiyogram --EKG -- ve EDA, elektrodermal aktiviteye baktık. Amacımız bu alanda nöbetlerle ilgili kolayca bulabileceğimiz bir şey olup olmadığını görmekti. | TED | وتم إدراج 90 أسرة في الدراسة، جميعها لديها أطفال سيخضعون للمراقبة على مدار الساعة بوجود جهاز تخطيط كهربائي للدماغ بمعايير ذهبية على رؤوسهم لقراءة نشاط الدماغ، ووجود فيديو لمشاهدة السلوك، ومخطط لكهربية القلب، والآن النشاط الجلدي الكهربائي، لمعرفة إن كان هناك شيء ما في هذا المحيط يمكننا التقاطه بسهولة، ويكون مرتبطًا بنوبة صرع. |