Bu sefer haddini iyice aştı, artık bu konuda bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | ، لقد فاقت الحدود هذه المرة . لابد أن نفعل شيئاً حيال هذا |
Zaten onuncu yıldönümümüz, özel bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | هذا عيد زواجنا الـ 10 يجب أن نفعل شيئاً مميزاً |
Bu gerçekten ciddi bir durum. Gerçekten bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | إن هذا الأمر خطير حقا ونحن لا بد حقا أن نفعل شيئا |
Pekâla, eğer seninle birlikte görüneceksem şu görünüşün için bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | حسناً.. إذا كانوا سيشاهدوني معك يجب علينا فعل شيء حول هذا المظهر |
Narkotik istediğini yapabilir. Bu yüzden hemen bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لن تسرب وكالة مكافحة المخدرات أي شيء يجب أن نفعل شيئًا الأن |
Bu konuda bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يجب أن نفعل شىء حيال ذلك |
-Aynen. Yalnızca iki erkeğin becerebileceği bir şey yapmalıyız. Daha önce hiç görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيء لا يستطيع فعله إلا رجلان شيء لم يراه احد |
İşe yaramıyor. bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لا يعمل، يجب أن نفعل شيئاً قبل فوات الأوان |
bir şey yapmalıyız. Böyle kalamaz. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً لا يمكنها البقاء علي هذا النحو |
O zaman bir şey yapmalıyız. Kim ateş açtı? | Open Subtitles | إذن فنحن يجب أن نفعل شيئاً حيال هذا الأمر من الذين أطلقوا النار؟ |
Bu adama hiç güvenmedim. Bu kötü, bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | أنا لم اثق بهذا الرجل ابداً إن الموقف سيْ يجب أن نفعل شيئاً |
Pierce ve ağrı kesicileri konusunda bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً بخصوص إدمانه على الحبوب المخدره |
bugün daha şaşırtıcı bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | وفوق الجسور اليوم يجب أن نفعل شيئاً أكثر من رائع |
Onun için özel bir şey yapmalıyız. Ne dersin? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئا خاصا بالنسبة له، لا تظن؟ |
Ama bakın, O'Malley'nin Koyu'nu yeniden kalkındırmak istiyorsak bütün dünyaya burayı tanıtacak bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لكن إسمع، إذا كنا حقا نريد وقوف أومالى كوف على قدميها مرة أخرى، نحن يجب أن نفعل شيئا |
Tonerre Hanım bize yardım edemez fakat bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لا يمكن أن تساعدنا سيدة تونير لكن يجب علينا أن نفعل شيئا |
- Ben de ondan korkuyorum. - O deli. bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | انا خائف منه ، انه مجنون يجب علينا فعل شيء |
Bu durumun ne kadar hassas olduğunu söylememe gerek yok ama bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لا أحتاج لأن أخبرك كم هو الوضع حساس لكن علينا فعل شيء |
Bu konuda bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نفعل شيئًا حيال هذا. |
Öyleyse bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لابد أن نفعل شىء. |
Büyük bir şey yapmalıyız, bilirsin işte, insanlara birbirimizi sonsuza dek seveceğimizi gerçekten de gösterebilecek bir şey. | Open Subtitles | نحتاج لأن نفعل شيء كبير , شيء سيجعل الناس يعرفون بأننا سنحب بعضنا للابد |
bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ. |
Ama artık normal insanların yapacağı bir şey yapmalıyız diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أظن علينا القيام بشيء قد يفعله الناس الطبيعيون |
Belki de her çubuk için başka bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | . ربما يجب أن نفعل شئ ما مختلف بكُلّ لوح |
-Güzel plan burda bekleyelim de yakalanalım. -Ben bir şey yapmalıyız diyorum. | Open Subtitles | خطة عبقرية لن نَجْلسُ ونَنتظرُ حتى يمسكوننا يجب ان نفعل شيئا |