| Başka diyecek bir şeyin yoksa, lütfen defol. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك ما تقول بعد ذلك أرجو أن تخرج |
| Saklayacak bir şeyin yoksa avukata da gerek yok. | Open Subtitles | ان لم يكن لديك ما تخفيه فأنت لست بحاجة لمحام |
| Bu yüzden yapacak bir şeyin yoksa Beyrut'tan ayrıl. | Open Subtitles | لذا إذا لم يكن لديك ما تفعله غادر (بيروت) |
| Başka yapacak bir şeyin yoksa, tekrar dener misin? | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك شيء أفضل للعمل لم لا تحاولُي ثانيةً؟ |
| Şimdi eğer söyleyecek bir şeyin yoksa Tanrı'nın armağanlarını adaletsiz olarak dağıtmasının dışında bu konuşma bitmiştir. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك شيء لتقوله، بغض النظر عن أننا نظن أنه ليس هناك عدل في العالم، فالمحادثة منتهية. |
| - Saklayacak bir şeyin yoksa masumiyetini kanıtlayabilir. | Open Subtitles | -إن لم يكن لديك شيء تخفيه, فقد يثبت ذلك براءتك |
| Eğer saklayacak bir şeyin yoksa Hitchcock ve Scully'den sana göz kulak olmalarını istememde bir sakınca yoktur. | Open Subtitles | أذا لم يكن لديك شيء لتخفيه أذاً أنا متاكد بأنك لن تمانع بأن أطلب هيتشوك) و(سيكلي) بأن يراقبوك) |