Ve o an büyük bir acı ve travma anıydı benim için, çünkü bununla daha fazla yaşayamazdım. | TED | وكانت هذه لحظة من الألم والصدمة لأنني لم أعد استطيع التعايش مع هذا الوضع أكثر من ذلك. |
Sırtımda sanki arkamdan bıçaklanmışım gibi bir acı var. | Open Subtitles | اشعر بألم قليل في ظهري كمثل أحد وضع سكين فيه. |
Kiminle yürüsem ya da yemek yesem... yanımda o olmadığı için içimde hep bir acı var. | Open Subtitles | لا يهم مع من أكل أو مع من أمشي هناك دائما هذا الألم لأنه لم يكن هو. |
Burada hepimiz için büyük bir acı var, değil mi? | Open Subtitles | هناك ألم كبير فى كل هذا لنا كلنا أليس كذلك؟ |
"Kutsal Meryem, Tanrım! Böyle bir acı olabilir mi? ' diye düşündüm." | Open Subtitles | فقط أحسّت ، يامريم العذراء يا إلهي ، ياله من ألم فظيع |
Bu da bana sürekli bir acı çektiğini söylüyor ama acının kaynağının dalağı olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | يُخبرُني هو كَانَ من المحتمل في الألمِ الثابتِ، لكن أنا لا أعتقد هو كَانَ a المشكلة بالطحالِ. |
Öyle bir acı değil. Bu güzel bir acı. | Open Subtitles | ليس ذلك النوع من الآلام إنه ألم ممتع |
– Hiç bir acı hissetmiyorum – Hissetmeyeceksin de. | Open Subtitles | ـ أنا لا أشعر بأي ألم ـ انت لن تشعرين بأي ألم |
Yola kadar zorla gidebildim ama içimde ve bacağımda bir acı hissetmeye başladım. | Open Subtitles | شققت طريقي إلى الشارع وبدأت أشعر بألم في جنبي وساقي |
Damar içine girdiğimizde ufak bir iğne batması gibi bir acı hissedebilirsin. | Open Subtitles | ستشعر بوخزة ألم صغيرة حين نحاول وضعه في الشرايين |
Bu tür bir acı kaslarının kilitlenmesine neden oldu. | Open Subtitles | هذا النوع من الألم سبب لها تقلص في العضلات |
Pekala, kapatmalıyım. Muazzam bir acı içindeyim. | Open Subtitles | حسناً, سأغلق الخط أنا أتعرض لكمية رهيبة من الألم |
Korku ve muhtemelen büyük bir acı içinde öldü ve kontrol ettiğini sandığı şeyi durduramadı. | Open Subtitles | مات مفزوعاً وعلى الأرجح عانى الكثير من الألم ولم يستطع إيقاف ما ظن أن له القدرة على التحكم به بشكل كامل |
Sırtımda sanki arkamdan bıçaklanmışım gibi bir acı var. | Open Subtitles | اشعر بألم قليل في ظهري كمثل أحد وضع سكين فيه. |
Sanırım bu ikimizin de yaşamak zorunda olduğumuz bir acı. | Open Subtitles | أعتقد بانَّ هذا الألم على كلانا أن يتعايشه |
Kendilerini böyle bir acı çektiriyorlarsa Saksonlara neler yapabileceklerini düşünün. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانهم إلحاق مثل هذا الألم بأنفسهم فتخيل ما قد يقومون به للساكسونين |
Hiperparatiroitizm ile ilintili bir acı söz konusu değildir. | Open Subtitles | ليس هناك ألم يرافق العلاج بالهايبرباراثيروديسم |
Şanslısın.Sevdiğin kadın tarafından aldatılmaktan daha büyük bir acı yok. | Open Subtitles | أنت محظوظ. ليس هناك ألم أكثر من أن تخونك المرأة التي تحب. |
Belki hala ruhsal bir acı, bir yaradan muzdaribizdir. | TED | ربما سنبقى نتألم و نعاني من ألم نفسي .. او جرح عميق |
Büyük bir acı ve harcama ile. | Open Subtitles | في الألمِ والنفقةِ الكبيرةِ. |
Eski bir acı. | Open Subtitles | أو أخت ، إنه ألم قديم |
Eğer sana yöneltilmiş olsaydı, inanılmaz bir acı içinde olurdun. | Open Subtitles | لو كانت موجه عليكِ لكنتِ ستكونين في ألم فظيع الآن |
O zaman bir acı hisseder misin? | Open Subtitles | هل ستشعر بأي ألم ؟ |
Sen gidince kalbimde bir acı hissettim. | Open Subtitles | أحسست بألم في قلبي عندما هجرتك |
Merak etmeyin, boynunda küçük bir acı hissedecek. | Open Subtitles | لا تقلق سوف يشعر ... بوخزة خفيفة في عنقه |