| Hayır, vardı. Sadece böyle gerçek bir aile gibi oturmadık. | Open Subtitles | كان يكفى و لكننا لم نجلس معاً كعائلة هكذا أبداً |
| Bu koroya karşı bir yakınlık hissediyorum - neredeyse bir aile gibi. | TED | اشعر بالقرب من هذه الجوقة تقريبا كعائلة |
| Biz bir aile gibi konuşabiliriz. İkinizinde beni duymasını istiyorum. | Open Subtitles | يمكننا أن نتحدّث، مثل العائلة أريد كلاكما أن تسمعاني |
| Herkes egleniyor, kurtlarn döküyor. Tpk bir aile gibi. | Open Subtitles | الجميع يرقص، يتعاطى المخدرات.نحن كالعائلة. |
| Ancak bir aile gibi birlikte çabaladık ve yapmamız gerekeni yaptık. | Open Subtitles | لكننا سنتجاوزها معا كأسرة واحدة ونفعل ماعلينا القيام به |
| Bunu birlikte başlattık ve birlikte bitireceğiz mutlu bir aile gibi. Anladın? | Open Subtitles | لقد بدأنا ذلك وسننهيه مثل عائلة كبيرة حقيرة سعيدة أتفهمين ذلك؟ |
| Bu kardeşçe bağ onları bir aile gibi yapıyor. | TED | ترابط الأخ أو الأخت الذي يجعلهم كعائلة. |
| Bu akşam tuhaf bir şey olmaksızın normal bir aile gibi... başarabileceğimizi görelim. tamam mı? | Open Subtitles | دعنا نرى إذا كان بإمكاننا ، أن نعبُرَ هذا المساء كعائلة طبيعية بدون حدوث أي شيء غريب ، حسناً ؟ |
| Şimdi hepimiz bir aile gibi oturacağız ve "Vahşi Doğada Yaşamak" konulu kitabı okuyacağız. | Open Subtitles | سوف نجلس كلنا كعائلة ونستمع الى قصة ملهمة عن البقاء حيا فى البرية |
| bir aile gibi bir araya gelip bununla savaşalım. | Open Subtitles | دعونا نكون سوية كعائلة واحدة ومحاربة هذا |
| Onlar acımasız savaşçılar, ama büyük bir aile gibi yaşıyorlar. | Open Subtitles | أنهم محاربين عنيفين لكنهم يعيشون كعائلة كبيرة واحدة |
| Kendimizi büyük bir aile gibi görürüz, bağlı ve birbirinden hiç kopmayan. | Open Subtitles | نَحْبُّ التَفكير في أنفسنا كعائلة كبيرة واحدة الزاني الكبير |
| Hayır, sorun yok baba. Herşey yararıma ve bir aile gibi... | Open Subtitles | هناك جميع أنواع الفوائد و هم مثل العائلة |
| Büyük, mutlu bir aile gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص مثل العائلة الجميع سعداء جميعهم أشخاص جيدون |
| Bizim hakiki bir aile gibi olduğumuzu... | Open Subtitles | بأننا مثل العائلة الحقيقية نجلس على العشاء... |
| Bu takım bir aile gibi ve aileler liderlerinin izini takip ederler. | Open Subtitles | هذا الفريق كالعائلة و العائلات تتبع مميزات قائدها |
| Örneğin pirinç unu ve şeker yeniden toplanan bir aile gibi birbirlerine tutunurlar. | Open Subtitles | علي سبيل المثال ، طحين الأزر والسكر يبقون معا كالعائلة عند اعادة لم الشمل |
| Aslında düşündüm de belki belki bir şeyler yapabiliriz bir aile gibi. | Open Subtitles | في الواقع فكرت أنه ربما يمكننا أن نعمل الامور كأسرة واحدة. |
| Ah. Ben de normal bir aile gibi birlikte oturup bir yemek yiyebiliriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ أن نجلس سويّاً ولتناول الطعام سويّاً مثل عائلة نموذجيّة |
| Hayır, bu gece üçümüz normal bir aile gibi yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | لا ، اليوم ثلاثتنا سنقوم بعشاء كعائلة عادية مثل أي عائلة أخرى |
| Bu şartlar altında, sanırım bir aile gibi davranmalıyız. | Open Subtitles | في مثل هذه الظروف أعتقد أننا يجب ان نتجمع كعائله |