Cumartesi günü büyük bir aile yemeği veriyorum. Neden bize katılmıyorsun? | Open Subtitles | سأقيم حفل عشاء عائلي كبير يوم السبت لم لا تنضم إلينا؟ |
Biraraya gelmeli, bir aile yemeği yemeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نجتمع سوية، ونتناول عشاء عائلي. |
Bu kulağa tam bir çılgınlık gibi geliyor ama bence bir aile yemeği daha vermeliyiz. | Open Subtitles | أعلم أن هذا سيبدو جنونياً قليلاً ولكن أظن أن علينا عمل عشاء عائلي آخر |
Şu anda Amerika'daki herkes bir araya geliyor ve rahatsız bir aile yemeği yiyor. | Open Subtitles | في الحال جميع من في أمريكا معا و يحضون بعشاء عائلي غير مريح |
Bu akşam güzelce bir aile yemeği yiyelim. | Open Subtitles | دعنا الليلة نحظى بعشاء عائلي جميل |
Bugün Şükran Günü ve biz mutlu bir aile yemeği yiyeceğiz, lanet olsun. | Open Subtitles | و من المستحيل أن نقلع للبحر الجنوبي أو أوكرانيا. هذا عيد الشكر، و سنحظى بوجبة عائلية سعيدة. عليك اللعنة |
Tobias ve ben, Emily ile birlikte bir aile yemeği planladık ve bize başka planlarının olduğuna dair bir mesaj attı yani belki buraya gelmiştir diye düşündüm. | Open Subtitles | توبياس و أنا كان لدينا عشاء عائلي مع إميلي مخططاً تركت لنا رسالة ، قائلة ان لديها خطط أخرى فظننت ربما من الممكن انها تريد العودة لهنا |
Tek istediğim çok geç olmadan bir aile yemeği. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منكم هو عشاء عائلي أخير قبل أن يفوت الآوان |
Evde bir kaos yaşanıyor olabilir ama Burger Chef'te bir aile yemeği var. | Open Subtitles | قد تكون هناك فوضى في المنزل، لكن هناك عشاء عائلي في "برقر شيف". |
Bir an acı verici bir aile yemeği yiyoruz ardından Pazar gününü babamla kır klübünde geçirmesi için kızımı yönlendirdi. | Open Subtitles | .... في إحدى الدقائق كنا نتناول عشاء عائلي ...وبعد ذلك قامت بجعل طفلتي تقضي يوم الأحد |
Büyük bir aile yemeği demek. Kulağa eğlenceli geliyor. | Open Subtitles | عشاء عائلي كبير يبدو ممتع بالنسبة لي |
- Naomi'nin gelemeyeceğini, çünkü bunun bir aile yemeği olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أن (نايومي) لم تتمكّن من المجيء لأنه عشاء عائلي. |
Bu bir aile yemeği. Acımıza ortak ol. | Open Subtitles | . أنه عشاء عائلي . يجب أن تعاني معنا |
Küçük bir aile yemeği veriyorum. | Open Subtitles | أحضر عشاء عائلي |
Büyük bir aile yemeği veriyorum. | Open Subtitles | سأقيم حفل عشاء عائلي كبير |
Ama önce, Eva senin resmi bir aile yemeği için EVA: MARCO'NUN 7 YAŞINDAKİ KIZI - bize gelmeni istiyor. | Open Subtitles | لكن أولاً، تود منك (إيفا) القدوم من أجل عشاء عائلي رسمي |
Casey, bu bir aile yemeği. | Open Subtitles | \u200f"كيسي"، هذا عشاء عائلي. |
Güzel bir aile yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنحظى بعشاء عائلي جميل |
Bu akşam bir aile yemeği yiyelim, | Open Subtitles | فلنحظى بعشاء عائلي الليله |
İnsanların yaptıkları gibi güzel bir aile yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنحظى بوجبة عائلية رائعة فقط البشر |