Ve tabii çocukların fuhuşa zorlanmasına karşı tutkuyla savaşan Kamboçyalı bir aktivist, Somaly Mam. | TED | والمرأة الأخرى، سومالي مام، ناشطة من كمبوديا، تحارب بحب ضد عهر الأطفال |
Ethel Seiderman Kaliforniya'da yaşadığım yerde sevilen, enerji dolu bir aktivist. | TED | إيثيل سيدرمان ناشطة محبوبة ومشاكسة، في المكان الذي أعيش فيه في كاليفورنيا. |
Septima Clark sonunda kariyerimin inşasında model aldığım bir aktivist ve eğitimciydi. | TED | كانت سابتما كلارك ناشطة ومربية إمراة صارت مؤخراً نموذجاً لحياتي المهنية |
Bir yazar olarak, bu konuya bir gözlemci olarak yaklaştım. Bir Hintli olarak utanç ve inanamamazlık hissettim, bir aktivist olarak, hakların savunucusu olarak baktım ancak bir vatandaş gazeteci olarak birden çok kırılgan hissettim. | TED | تعلمون أني ككاتبة درست القضية، و كراصدة وهندية، شعرت بالعار وعدم تصديق ذلك، وكناشطة نظرت لها بصفتي محامية عن الحقوق ولكني شعرت فجأة أني ضعيفة، بصفتي صحفية مدنية. |
Layma bir aktivist değildi, üç çocuğu olan bir anneydi. | TED | لايما لم تكن ناشطة, بل كانت أم لثلاثة أبناء |
İnsanların basit ihtiyaçları ve hayatın küçük adaletsizliklerine karşı ihtiraslı bir aktivist. | Open Subtitles | ناشطة متحمسة من أجل حاجات الناس البسيطة وضد ظلم الحياة الصغير وضد مظالم الحياة الصغيرة |
İnsanların basit ihtiyaçları ve hayatın küçük adaletsizliklerine karşı ihtiraslı bir aktivist. | Open Subtitles | ناشطة متحمسة من أجل حاجات الناس البسيطة وضد ظلم الحياة الصغير وضد مظالم الحياة الصغيرة |
Ancak diğer projelerimizle ilgili bir aktivist gruptan tehditler aldık. | Open Subtitles | لكن استلمنا مُؤخراً تهديدات من جماعة ناشطة تتعلق ببعض من مشاريعنا الأخرى. |
Filipinli bir aktivist bir gün bana, "Pirinç kekini nasıl pişirirsin?" | TED | ناشطة فليبينية قالت لي ذات مرة, "كيف تطبخين كعكة الأرز؟" |
Kağıt üzerinde, burnundan solutma testimi geçiyordu. O Sağcı bir aktivist, bense Solcu bir aktivistim. | TED | نظرياً أفكار هذه المرأة تجعلني استشيط غضباً فهي ناشطة من الحزب اليميني ( المحافظون ) وانا ناشطة من حزب اليسار ( الليبراليون ) |
Ben bir aktivist değildim. | TED | لم أكن ناشطة |