"bir alışveriş" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسوق
        
    • تجاري
        
    • للتسوق
        
    • من الاخذ والعطاء
        
    • مثل تبادل
        
    • التبضع
        
    dedi. Tabii adreslerinin Kuzey Los Angeles'ta bir alışveriş merkezi olduğu ve hiçbir çalışanlarının olmadığı TED لا تهتم بواقع أن العنوان قاد إلى قطاع مركز تسوق في مكان ما في شمال لوس أنجلس
    Dubai AVM adlı bir alışveriş merkezleri var. O kadar büyük ki içinde taksiler var. TED لديهم مراكز تسوق هناك ، مركز دبي للتسوّق. إنّه كبير جدّا، لديهم سيارات أجرة داخل مركز التسوق.
    Diğer herkese de söylediğim gibi, burası bir alışveriş merkezi, kumarhane değil. Open Subtitles أقول لكي كما أخبرت الجميع أن هذا سوق تجاري و ليس كازينو
    On yıldır tenha bir alışveriş merkezinin en büyük dükkanı benim. Open Subtitles لقد كنّا المتجر الرئيسي للعشر سنوات الماضية في مجمّع تجاري كئيب
    Bu yüzden esas bunu tasarlamak istediğimi düşündüm bir alışveriş merkezi değil. TED ولذلك فكرت، بأن هذا هو ما أريد تصميمه حقا وليس مركزا للتسوق
    İlk örnek bir davetle başladı çok katlı bir alışveriş merkezi tasarlamak için Etiyopya'nın başkenti Addid Ababa'da. TED المثال الأول بدأ مع دعوة لتصميم مركز للتسوق متعددة الطوابق في العاصمة الإثيوبية أديس أبابا.
    Bu işi kapatmak için küçük bir alışveriş yapamaz mıyız? Open Subtitles ماذا لو انهينا هذا الامر بقليل من الاخذ والعطاء
    - Bu bir alışveriş olacak. Sen ona o sana istediğini verecek. Open Subtitles أعتقد أن الأمر مثل تبادل الهدايا أن تعطيها جرعتك و هي تعطيك جرعتها
    Onları bir alışveriş çantasına boşaltmış. Open Subtitles .إنها وضوعتهم في حقيبة التبضع
    Marina mahallesinde yürüyüş yapıyorum. bir alışveriş muhiti. Open Subtitles وأنا أتجول بتلك المنطقة المعيّنة بالقرب من المارينا، منطقة تسوق صغيرة.
    Ben teneke kutu dolu bir alışveriş arabası olan yaşlı ve deli bir adamım sadece. Open Subtitles أنا مجرد رجل مسن مجنون مع عربة تسوق ملئى بالصفائح
    Bir gün buranın güzel bir alışveriş merkezi olacağını düşünerek rahatlıyorum. Open Subtitles أشعر بالراحة أنني أعرف أنه في يومٍ ما سيكون هذا مجرد جولة تسوق.
    Seni karşılayamadığım için üzgünüm fakat Ebeveynler Toplantımdan önce araya küçük bir alışveriş sıkıştırmak istedim. Open Subtitles للأسف لم أستطيع أن أكون متواجدة لمقابلتك لكنى أحاول إنهاء جولة تسوق سريعة قبل إجتماعى مع مجلس الأباء
    Bu iyi bir alışveriş ama her şey geçen sezondan kalma gibi davranıyorsun. Open Subtitles هذا تسوق على الواقف وأنت تتحدثين كأن كل شيء من الموسم الماضي
    Bir kaç yıl sonra da tepemize bir alışveriş merkezi yapacaklar. Open Subtitles وبعد سنتين يقومون ببناء مركز تجاري فوقنا
    Çabuk olun. bir alışveriş merkezinin açılışına katılmam gerekiyor. Open Subtitles لننجز الأمر، عليّ حضور افتتاح مركز تجاري صغير.
    İki kere alışveriş merkezine gittik ve bir kere de futbol maçına gittik ve ondan sonra da başka bir alışveriş merkezine gittik. Open Subtitles وذهبنا ذات مره إلى مبارات كرة قدم وبعد ذلك ذهبنا إلى متجر تجاري مختلف
    "Beyaz Köy" dedikleri büyük bir alışveriş merkezi yapılacak. Open Subtitles و مركز تجاري جديد اسمه منتديات العرب اليوم القريه البيضاء سيبني هنا
    Yerel polis banliyölerdeki bir alışveriş merkezinin arkasındaki arazide insan kalıntıları olduğunu söyleyen isimsiz bir arama almış. Open Subtitles تلقت الشرطة المحلية اتصالاً مجهولاً يقول بأن هناك بقايا بشرية في حقل خلف مركز للتسوق خارج المدينة في الضواحي
    Belki de bir alışveriş merkezi falan bulmalıyız. Open Subtitles مهلاً. ربما يجدر بنا أن نجد مركزاً للتسوق أو شيئاً من هذا القبيل
    Yani hadi seninle ufak bir alışveriş yapalım. Open Subtitles لذا دعنا ننهى الامر بقليل من الاخذ والعطاء
    -Bu onu satın almak gibi olur. -Hayır, bu bir alışveriş. Sen ona bir armağan verirsin, o da sana. Open Subtitles أعتقد أن الأمر مثل تبادل الهدايا أن تعطيها جرعتك و هي تعطيك جرعتها
    Güzel bir alışveriş, Jia. Open Subtitles ان ذوقك في التبضع رائع يا جيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more