Yani bunu kendi maceranızı seçebileceğiniz bir albüm olarak düşünebilirsiniz. | TED | ففكروا بهذا كـ ألبوم ما تختاره لنفسك من مغامرة. |
Bu albümü tamamiyle tek başıma yaptım ve kimsenin bana "Hey Jacob" "bir albüm çıkarmalısın" demesini beklemedim, yoluma baktım | TED | ونعم لقد صنعت هذا الألبوم بنفسي بالكامل ولم أنتظر أن يقول أي شخص، "يا جيكوب عليك أن تصنع ألبوم بنفسك." |
Plaklarımın arasına bak. Yetmişlerin sonunda bir albüm çıkardılar. | Open Subtitles | أنظر في رفّ الأسطوانات، لقد أصدروا ألبوم في أواخر السبعينيات |
Anita Night Fly adına harika bir albüm yaptı sonunda ama insanlar tarzını fazla diskovari buldu. | Open Subtitles | انيتا مسجل كبير الألبوم مع الدار البيضاء ولكن بعض الناس يعتقد انه كان ايضا ديسكو |
Plak şirketi çocuklara yönelik ulusal bir müzik turnesine çıkarsam akustik bir albüm yapacaklarını söylemişti. | Open Subtitles | شركة التسجيلات قالت انهم سوف ينتجون البوماً سمعياً واحداً لو اني ذهبت في جولة قومية للأطفال |
Bu dolduğunda annem bana yeni bir albüm alacakmış. | Open Subtitles | ماما وعدتني بشراء ألبوم جديد عندما يمتليء هذا |
Yakında muazzam bir albüm çıkarıyorsun: Afrikalı Çocuk. | Open Subtitles | تم طرح ألبوم رائع لك الآن، ''بعنوان ''غلام إفريقيّ. |
Annen aradığında, büyük bir albüm bitişinin kutlamasının ortasındaydım. Araba kullanacak durumda değildim bu yüzden ağabeyimin evini aradım. | Open Subtitles | عندما إتصلت بي والدتك ، لقد كنت بمنتصف الإحتفال بإنتهاء ألبوم كبيراً ، و لقد كنت بوضع لا يسمح لي بالقيادة |
Nasıl mı kızımı büyütüp bu hastanenin Satın Alma Dairesi Başkanı olarak çalışıp kendi adımla Doris Day şarkılarını seslendirdiğim bir albüm çıkarıyorum? | Open Subtitles | تربية ابنتي أعمل كميدرة لمكتب المبيعات في هذا المستشفى و أقوم باخراج ألبوم غنائي |
Avrupa'da sizin için kaydedilen şarkılardan oluşan bir albüm. | Open Subtitles | ألبوم يتضمن الأغاني التي سجلها لك في أوروبا؟ |
Eşyalarini dagitiyorlar.. Yakinda bir albüm çikarabilirim.. | Open Subtitles | لذا عملياً، يمكنني أن استغلها وأجهزُ ألبوم جديداً |
Bu sayede geri ödeme alıp, ek ücret ödemeden size yeni bir albüm çıkartabilir. | Open Subtitles | بوسعها أن تحصل على تعويضاً وتعمل لك ألبوم جديد دون أيّ تكلفة إضافية. |
Sonra bana, benim sadece bir şarkı olduğumu bütün bir albüm olmadığımı söyledi. | Open Subtitles | وأخبرني بأني كنتُ أغنية واحدة له وليس الألبوم بأكمله |
Bense albümü hiç duymamıştım ve dedim ki, "Bana bir albüm getirir misin?" | Open Subtitles | ولم أستمع ابدا لأغنية من الألبوم "وقلت " هل تستطيع إحضار ألبوما لي؟ |
Böyle devam ederse inanılmaz bir albüm olacak. | Open Subtitles | إن استمرت موسيقاكم على هذا المستوى سيكون هذا الألبوم رائعا |
Yani tur ve provalar ve hemen ardından bir albüm çalışması yüzünden sizi bir süre görmeyeceğim. | Open Subtitles | وانا مصممه للخروج من هنا برقي لذلك بين بين الحفلات و التدريب و الألبوم الذي أجهز له بعد ذلك |
Şuan stüdyodalar bizim için bir albüm bitiriyorlar. | Open Subtitles | إنهم في الأستيديو الآن ينتهون من الألبوم من أجلنا |
Bu Heat. Ateş, gibi bir albüm. | Open Subtitles | هذا من الحراره هذا الألبوم مشتعل |
Sırf bu sesten ayrı bir albüm yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نصنع البوماً كاملاً من هذا الصوت |
Birlikte bir albüm yapıyoruz. | Open Subtitles | ماهي الأخبار؟ سنقوم بإعداد البوماً معاً |