"bir anlaşmazlık" - Translation from Turkish to Arabic

    • نزاع
        
    • لدينا سوء تفاهم
        
    • أي صراعات
        
    • حدث خلاف
        
    • سوء تفاهم مع
        
    Her kardeşlerin arasında olduğu gibi, ama bir anlaşmazlık değil. Open Subtitles هذه أمور تحصل بين الشقيقين لكن لم يتحوّل إلى نزاع
    Sırada ne var? Masaj koltuğu konusunda da bir anlaşmazlık varmış. Open Subtitles أنا أعتقد أنه هناك نزاع على كرسي التدليك؟
    Düşünüyordum da bu basit bir anlaşmazlık olayı değil, ortak. Open Subtitles أعتقد أن هذا ليس نزاع بسيط من أجل الوصاية على الطفلة, يا شريكي
    Bir iş sırasında aramızda küçük bir anlaşmazlık vardı. Open Subtitles كان لدينا سوء تفاهم بسيط خلال صفقاتنا التجارية
    İş arkadaşlarıyla ya da rakip şirketlerle bir anlaşmazlık yaşadı mı? Open Subtitles هل كانت لديه أي صراعات مع زملائه أو منافسيه في سوق العمل؟
    Polis, onu kaçıranlar arasında bir anlaşmazlık çıkması üzerinde duruyor. Open Subtitles ترى الشرطة أنه حدث خلاف بين المختطفين
    Şartlar, benim adi ev sahibimle bir anlaşmazlık yaşadık. Open Subtitles الظروف هي؟ لأنه حصل سوء تفاهم مع صاحب الفندق
    Eğer bir anlaşmazlık varsa tahminen eşitlik bozulur. Open Subtitles إذا كان هناك نزاع, خمني من الذي سوف ياخذ وقت مستقطع..
    Para konusunda bir anlaşmazlık olur ya da Jones yarım kalmış işlerini bitirmek ister. Open Subtitles هناك نزاع حول المال أو ربما " جونز " أراد لم بعض الشتات
    Büyük annemden kalan bir para üzerinde bir anlaşmazlık vardı. Open Subtitles الكشف الكامل -- كان هناك a نزاع على بعض المال جدتي تركت.
    Yönetimle bir anlaşmazlık oldu. Open Subtitles تَرى، أنا وُرّطتُ في a نزاع بالإدارةِ.
    Hayır, bir anlaşmazlık var. Open Subtitles أوه، لا، لا، هم عِنْدَهُمْ a نزاع.
    Profesyonel bir anlaşmazlık mı? Open Subtitles دخلت في نزاع محترف؟
    Patronun Rex Crater ile aramda küçük bir anlaşmazlık var. Open Subtitles انا ورئيسك ,ريكس كراتر,لدينا سوء تفاهم
    Üzülerek söylüyorum ki Buenos Aires'te büyük bir anlaşmazlık yaşıyoruz. Open Subtitles حسناَ أخشى أن لدينا سوء تفاهم كبير في " بوينس آيرس "
    Jason'ın firmadan biriyle veya bir müşterisiyle arasında bir anlaşmazlık var mıydı? Open Subtitles هل لديك أي فكرة عما اذا كان لدى جيسون أي صراعات مع أي شخص هنا في الشركة أو مع أي من موكليه؟
    Polis, onu kaçıranlar arasında bir anlaşmazlık çıkması üzerinde duruyor. Open Subtitles ترى الشرطة أنه حدث خلاف بين المختطفين
    Kaçağın biriyle yaşanan bir anlaşmazlık. Open Subtitles سوء تفاهم مع هارب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more