"bir anlamda" - Translation from Turkish to Arabic

    • بطريقة ما
        
    • نوعاً ما
        
    • بصورة ما
        
    • بمعنى ما
        
    • بمعنى أهم
        
    Ve tabii ki bir anlamda romantizm dediğim zaman yani kısmen bütün durumun estetiğinden bahsediyorum. TED وبالطبع .بطريقة ما, عندما اقول شاعرية, اعني ضمنا حميع الجماليات في ذلك الشيئ
    Bunu bir anlamda şöyle tanımlayabiliriz: Open Subtitles مع كل مره يقومون بإستخدام هذه المقولات والأفكار. وهذا, بطريقة ما, ممكن أن نسميه:
    Wilkins ve şu ortağı veya muhtemelen ortağı, Rosalind Franklin gelip modelimize bir anlamda güldüler. TED ويلكنز ومعاونته، أو معاونته المحتملة، روزاليند فرانكلين، جاءا وضحكا نوعاً ما من مجسمنا.
    Fakat koruma sorumluluğu, bir anlamda, uluslararası bir prensip olarak, halkların kendi kaderini tayini etmesi fikrinden devralınmış yeni bir fikir. TED و لكن، مسئولية الحماية هي مبدأ جديد قد غطى نوعاً ما على مبادئ تحقيق الذات المسيطرة حالياً على المجتمع الدولي.
    bir anlamda, bu Amerika'ya yerleşme hikayesi gibi birşey Avrupalıların akın ettiği güya bitmez tükenmez bir sınır olan Amerikaya TED بصورة ما هذه القصة هي محور استعمار الامريكيتين تلك القارات التي تملك الموارد التي لا تنضب والتي هرب إليها الاوروبين
    Kendinizi bulabileceğiniz en karanlık yer çünkü bir anlamda kayboluyorsunuz. TED أنه مكان مظلم أن تجد نفسك فيه لأنه بمعنى ما ، لقد تلاشيت.
    Hayır, yani farklı bir anlamda. Open Subtitles لا لقد عنيت بمعنى أهم
    bir anlamda, bunlar bizim özgür olduğumuz son dakikalar. Open Subtitles بطريقة ما, هذه هي لحظاتنا الاخيرة من الحرية
    diye sorar Ve siz cevap üzerinde ne kadar uzun düşünürseniz, sizden o kadar uzaklaşır, ve düşünmekten vazgeçtiğiniz dakika, sezgileriniz size cevabı sunar, bir anlamda. TED فكلما حاولت التفكير أكثر حول ذلك, كلما ابتعدت الاجابة عنك أكثر, وفي الدقيقة التي تتوقف فيها عن التفكير , حدسك يعطيك الإجابة, بطريقة ما.
    Gerçekten -- aslında, hiç bir kısmını göremiyorsunuz -- ama ikinci çizgi gerçekten daha çok bir anlamda netice gibi. TED لا تستطيعون -- لا تستطيعون رؤيتها اطلاقا -- لكن السطر الثاني كان له الأثر الحاسم, بطريقة ما.
    bir anlamda hakikaten -- matematiğe dair o kadar sembolik bir anlayışları vardı ki -- önlerindeki marulda ne olup bittiğini göremediler. TED بطريقة ما إنها حرفياً -- لديها ذلك الشكل الرمزي للرياضيات-- لم يستطيعوا في الواقع معرفة ما يجري على الخس الذي أمامهم.
    Biraz karmaşık ama işte bu yüzden o sizin bir anlamda küçük kız kardeşiniz. Open Subtitles ان الأمر المعقد لكن نوعاً ما انها تعتبر اختك الصغيرة
    Ama elektrik de çok, çok geniş, o yüzden bir anlamda daraltmak gerek. TED لكن مجالات الكهرباء - أيضاً - واسعة جداً جداً؛ لذا فعليك أن تحددها نوعاً ما.
    Bu kök hücreler gelişen embriyo için çok önemlidir ve ayrıca kemiğiniz kırılırsa tedaviye yardım etmek için bir anlamda uyanırlar. TED هذه الخلايا الجذعية هي مهمة للغاية عندما يتطور الجنين، كما أنها نوعاً ما تستيقظ عندما يحدث لديك كسر وذلك للمساعدة في ترميم العظم.
    İkinici şey -- bazıları buna bulut diyor, be bu sayede bir anlamda buluta dokunuyoruz. TED الشئ الثاني هو-- يسمي بعض الناس هذا بالسحابة، وأنك نوعاً ما تلامس السحاب بهذا.
    Bilemiyorum, bundan çıkarılacak dersler var - kişisel ve siyasi - ve bir anlamda, bunlar aynı şey. TED وهناك عدة دروس .. يمكن استخلاصها من كل هذا سواء على الصعيد الشخصي او السياسي فهي بصورة ما متشابهة
    Ve burada size çeneleri varmış gibi görünebilecek olan bir orkide var. bir anlamda, vardır; böceği sürünerek çıkmaya zorlar, başka bir yere taşıyacağı polene bulanmış bir halde. TED وهذه الأوركيد والتي تبدو وكأنها تملك فكين بصورة ما .. هي تملك فكين .. انها تجبر الحشرة على ان تزحف الى داخلها فتغطى بحبوب اللقاح التي تنقل بواسطها الى كل مكان
    bir anlamda, pazarlama işinin çoğu CEO'yu reklam kampanyasının iyi olduğuna ikna etmek. TED لذلك ، بمعنى ما ، والكثير من التسويق على وشك إقناع الرئيس التنفيذي هذا هو جيد حملة إعلانية.
    Evet biliyorum, farklı bir anlamda da kaybettik. Open Subtitles أجل أعلم خسرنا بمعنى أهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more