"bir arada tutan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجمعنا سوياً
        
    • يحافظ على تماسك
        
    • الذي أبقى
        
    • الوحيد الذي أبقانا معاً
        
    • الوحيد الذي يجمع شمل
        
    Ama sanki bizi ev hariç bir arada tutan hiçbir şey yokmuş gibi. Open Subtitles ولكنيبدووكأنهلايوجد شيء... يجمعنا سوياً سوى المنزل ... .
    Hepimizi bir arada tutan oydu. Open Subtitles فقد كانت حقاً ما يجمعنا سوياً
    İletişim ilişkiyi bir arada tutan yapıştırıcı gibidir. Open Subtitles التواصل هو الغراء الذي يحافظ على تماسك العلاقة
    Annenin burayı bir arada tutan şey olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles أتعلمين أنَّ أمك هي الغراء الذي أبقى المكان متماسكاً؟
    İnsanda merak uyandırıyor. Bizi bir arada tutan şey o muydu diye. Open Subtitles تجعلك تتسائل عما إذا كانت الشيء الوحيد الذي أبقانا معاً
    Ailemi bir arada tutan tek şey o ev. Open Subtitles إنه الكيان الوحيد الذي يجمع شمل أسرتي معاً.
    Sana bu sürpriz gibi gelebilir, ama bu grubu her zaman bir arada tutan şey ben değildim. Open Subtitles قد تكون مفاجأة لك، لكنني لم أكن دائمًا الصمغ الذي يحافظ على تماسك هذه المجموعة.
    Aşktan ve beyinden bahsetmişken, bazılarınızın Doktor Aşk olarak tanıdığı bir araştırmacı var, ki o, bilim insanlarının toplumu bir arada tutan, aşkın ve refahın kaynağı olan bir yapıştırıcı bulduğunu idda ediyor. TED فبالحديث عن الحب و الدماغ هناك باحث يعرفه البعض باسم دكتور الحب و الذي يدعي ان العلماء قد وجدو الغراء الذي يحافظ على تماسك المجتمع مصدر الحب و الرخاء
    Anlaşılan Ragnar'ın oğullarını bir arada tutan tek şey babalarının ölümüymüş. Open Subtitles يبدو إذاً أن الشيء الوحيد... الذي أبقى أبناء (راغنار) معاً كان موت أبيهم
    Bizi bir arada tutan şey o muydu diye. Open Subtitles إذا كانت الشيء الوحيد الذي أبقانا معاً
    Bu tarih öncesi dünyada,... sürüyü bir arada tutan, liderin gücüdür. Open Subtitles في عالم ما قبل التاريخ هذا... قوة قائد المجموعة... هي الشيء الوحيد الذي يجمع شمل القطيع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more