| Ona sallanan oyuncak bir at gibi bindin. | Open Subtitles | أنت فقط ركب له مثل الحصان قليلا لعبة هزاز. |
| Ona arkadan baktığınızda pantolonu, kasıklarını tıpkı bir at gibi sarmalardı. | Open Subtitles | وبناطيلها الضيقة تتبخر براحة في الساقين ، تقريباً مثل الحصان عندما ينظر أليها من الخلف |
| Şimdi de bir at gibi ayakta uyuyorsun. | Open Subtitles | أنت الأن تنام و ـنت واقف مثل الحصان |
| Geriye kalan her şey bir hayal, boyanmış tahta bir at gibi. | Open Subtitles | و كل شيء آخر بدا و كأنه وهم مثل حصان مصنوع من الخشب |
| Kimsenin fırçalamadığı eski bir at gibi. | Open Subtitles | إنهم مثل حصان عجوز لا أحد يفرشه بعد الآن |
| Burası... karanlık, kirli ve hastalıklı bir at gibi kokuyor. | Open Subtitles | إنها مظلمة ودهنية ورائحتها كحصان مريض جداً |
| Benim en başarılı askerim topal bir at gibi köşede duruyor. | Open Subtitles | اكثر جنودي براعة .. يقف في الزاوية كحصان أعرج |
| Yarın sabah, baban bir at gibi sağlıklı olacak. | Open Subtitles | ماجستير ٌ انا الى الفجر ، يا آب صحي ستارا فالبلوط. |
| Nasıl oldu bilmiyorum ama, "kendimi bir at gibi sağlıklı hissediyorum. | Open Subtitles | ليس لدي تفسير له ، لكن انا صحي فالبلوط. |
| Babbu, sen deli bir at gibi niye koşuyorsun? | Open Subtitles | بابو, لماذا تجري مثل الحصان المجنون؟ |
| Vahşi bir at gibi. | Open Subtitles | انه في كل مكان انه مثل الحصان البري |
| bir at gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | رائحتك مثل الحصان |
| Lorenzo bir at gibi kuvvetlidir-- | Open Subtitles | تعرفين ( لورنزو ) قوي مثل الحصان انا فقط اراهنك انك كذلك |
| Bugün sana ne oldu böyle? Sirkteki beyaz bir at gibi çemberin içinden zıplıyorum. | Open Subtitles | -أنا أدور مثل حصان أبيض بعربة في السيرك. |
| O halde beni vururlar. bir at gibi. | Open Subtitles | لكي يقتلوني إذن، مثل حصان |
| En son BlueBell'e geldiğimde kızın yarış günü terkedilen bir at gibi düğünde terkedilmişti. | Open Subtitles | اخر مره وطئت قدمي بلوبيل ابنتك تخلى عنها خطيبها كحصان اعرج بيوم السباق |
| Burada, o bir at gibi ayakta uyudu düşündüm. | Open Subtitles | وأنا من ظننتها تنام واقفة كحصان. |