Her bir avcının bu maceradaki rolü farklı ve her biri birbirine bağımlı. | Open Subtitles | كلّ صيّاد بين هذه الملايين يلعب دوره في الدراما ويعتمد الكلّ على بعضه |
Yani, sizin gezilerinizin sona ermesi ile bir avcının geyik katletmesi ve velvetin yapmanız için gereken belirli organları çıkarması basit bir tesadüften ibaret. | Open Subtitles | إذاً، فهي مصادفة ، أنّه بنفس توقفك عن الذهاب برحلات بدأ صيّاد يذبح الأيائل |
Başka bir avcının daha akıllıca bir yöntemi var. | Open Subtitles | صيّاد آخر لديه تقنية فعّالة أكثر |
Ancak sahneye bir avcının gelmesiyle bu tablo değişir. | TED | لكن، كل هذا يتغير عند مجيء مفترس. |
Bu onları, Vahşi Kıyı'ya, hatta daha bile kuzeydeki KwaZulu Natal'ın plajlarına, başka bir avcının onları beklediği yere getirir. | Open Subtitles | هذا قد يجلبهم لمسافة بعيدة حتى الساحل البري وربما أبعد شمال حتى "شواطئ "كوازولو ناتال حيث ينتظرهم مفترس آخر |
bir avcının yatağına giren ilk kurt sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لم تكن أول ذئب يتسلق فراش صيّاد. |
bir avcının yatağına giren ilk kurt sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لم تكن أول ذئب يتسلق فراش صيّاد. |
Ve orası değişik türde bir avcının bölgesi. | Open Subtitles | و هذا إقليم صيّاد من نوع آخر |
Ama şimdi, bir avcının evi. | Open Subtitles | ...لكنها موطن صيّاد الآن |
İnsan olarak sayısız farklı şeyde yeteri kadar iyi olmakla birlikte bir avcının özelleşmiş avlama ve öldürme yeteneğine evirilmesi çok farklı bir yaklaşım. | Open Subtitles | كآدميون، تدبرنا أمرنا بإجادتنا لأمور كثيرة جداً في مجالات شتى، لكن ذلك دربٌ مختلف تماماً لحركة مفترس متخصصة تطور ليصطاد ويقتل. |