"bir avuç dolusu" - Translation from Turkish to Arabic

    • حفنة من
        
    • قبضة من
        
    • وحفنة من
        
    • مجموعه حبات من
        
    bir avuç dolusu ilaç varmış. Diğer hastaların ilaçlarından toplanmış. Open Subtitles فخرجت منه حفنة من الحبوب جُمعت من أدوية مرضى آخرين
    Miktar o kadar az ki bir avuç dolusu kireç taşını içi yağmur suyu dolu her Olimpik havuza dökmek gibi. TED ولكنها قليلة جدًا، ستكون بمثابة وضع حفنة من الطباشير في كل بركة سباحة أولومبية مليئة بالأمطار.
    Kuantum mekaniğine göre küçük nesnelere, görünürde küçük değişiklikler yaparak, özelliklerini ayarlayabilirsiniz, bir avuç dolusu atom çıkarıp eklemek ya da materyali bükmek gibi. TED وما تخبرك به هو أن بإمكانك ضبط سلوكها بدقة بمجرد إجراء تعديلات طفيفة عليها، مثل إضافة أو إزالة حفنة من الذرات، أو ثني المادة.
    "...beş şişe ev yapımı kırmızı şarap ekle, bir yandan da iç bir avuç dolusu sarımsak ve bir buçuk kilo haşereyle pişir." Open Subtitles أضيفي خمس زجاجات من النبيذ الأحمر محلي الصنع أشربي على قدر استطاعتك و في النهاية , قبضة من الثوم
    Ve bunun üstüne, berbat bir boşanmanın ortasındayım yani, ne olmuş günün sonunda kendimi birkaç kadeh şarapla, birkaç shot tekilayla ve bir avuç dolusu kas gevşeticiyle rahatlatıyorsam? Ne olmuş yani? Open Subtitles لذا،ربماأودانأجتازالحافةفينهايةاليومبـزجاجتين من النبيذ، ، بعض أقداح التكيلا، وحفنة من مرخيات العضلات
    Sizi korkutmak istemem beyler ama, .bu gecenin farklı sonuçlanacağını düşünerek, bir avuç dolusu Viagra kullandım. Open Subtitles لا أريد أن أخيفكم يا شباب لقد أخذت مجموعه حبات من الفايجرا لأنني كنت متوقع أحداث أخرى لهذه الليله
    o da onlara bir avuç dolusu heykelcik göstermiş. TED ونوعاً ما، عرض حفنة من التماثيل الصغيرة
    bir avuç dolusu para yere atacağın bir avuç buğdaydan iyidir. Open Subtitles حفنة من النقود فى اليد شيىء جيد بالضبط مثل حفنة من القمح فى الحقل
    Tek bir kurbanla başladılar, sonra dar bir alanda bir avuç dolusu insan... Open Subtitles بدأ بضحية واحدة ثم حفنة من البشر في نطاق محدود
    Tüm bu yiyecekler. İçeride bir avuç dolusu insan var. Open Subtitles كل هذا الطعام، ليس هناك سوى حفنة من الأشخاص
    Orada gerçek hayatın ne olduğunu görecek. bir avuç dolusu pislik. Open Subtitles وهناك سيرى حقيقة الحياة حفنة من التراب والقذارة
    Doktor olmak yalnızca bir avuç dolusu insanı tedavi edebilir. Open Subtitles لكن كوني طبيباً يمكنني إنقاذ حفنة من الناس فقط
    Sadece bir avuç dolusu birlik bizim bilgi akışımıza engel olabilecektir. Open Subtitles هنالك حفنة من المنظمات قد تعترض على عملنا بشكل جدي
    Çünkü o öğleden sonra bir avuç dolusu hapla ortaya çıktı. Open Subtitles لآنهُ ظهر وقت ما بعد الظهيرة، مع حفنة من الأقراص.
    bir avuç dolusu provakatör, grevcilerin hepsini anarşist yapamaz. Open Subtitles حفنة من مختلقي المشاكل لا تجعلهم جميعا مثيري للفوضى
    Eğer demokrasiyle başa gelmiş liderlere şantaj yapan bir avuç dolusu insana fırsat verirsek... Open Subtitles اذا تركنا حفنة من الناس ابتزاز القادة المنتخبين ديمقراطيا
    Altı ay önce, rehabilitasyon merkezindeki odasında bir avuç dolusu hap yutmuş, kayıtlara intihar diye geçmiş. Open Subtitles منذ ستة أشهر ، ابتلع حفنة من الحبوب، في سريره في المصحة ، اعتبروه انتحاراً.
    O etiket altında, yaklaşık 10,000 tweet atılmıştı. #OsloKahraman'ı olan karşıt etikette ise yalnızca bir avuç dolusu tweet vardı. TED حوالي 10،000 تغريدة كُتبت على ذلك الوسم. بينما الوسم المضاد، #بطلة_اوسلو، فلم يكتب عليه إلا حفنة من التغريدات.
    Ve adam gülümsediğinde de, bir avuç dolusu kum attım gözlerine. Open Subtitles وعندما ابتسم، ألقيت قبضة من الرمال في عينيه.
    Bir erkeğin bir kızı bir avuç dolusu dalak tutarken görmesi gibisi yoktur. Open Subtitles لا مثيل لرؤية شاب لك مع قبضة من الطحال
    Hayatımın çoğunu iki eski karımı ve bir avuç dolusu kız arkadaşımı mutlu etmeye çalışmakla geçirdim. Open Subtitles حسناً، لقد قضيت معظم حياتي أحاول جعل زوجتاي السابقتين وحفنة من الصديقات سعيدات.
    Sizi korkutmak istemem beyler ama, .bu gecenin farklı sonuçlanacağını düşünerek bir avuç dolusu Viagra kullandım. Open Subtitles لا أريد أن أخيفكم يا شباب لقد أخذت مجموعه حبات من الفايجرا لأنني كنت متوقع أحداث أخرى لهذه الليله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more