| Otel, ne zaman istersek, Bir aylık tatil teklif ediyor. | Open Subtitles | قال الرجل إن الفندق عرض علينا.. إقامة لمدة شهر مجانى متي نريد |
| Otel, ne zaman istersek, Bir aylık tatil teklif ediyor. | Open Subtitles | قال الرجل إن الفندق عرض علينا.. إقامة لمدة شهر مجانى متي نريد |
| Amerikalı orta gelirli aileler sadece Bir aylık kazançları kadar tasarruf yapabiliyor. | TED | الأسر ذات المستوى المعيشي المتوسط في الولايات المتحدة تتمكن من ادخار فقط ما يعادل راتب شهر واحد. |
| Havaalanının dedektörlerinde gözükmüyor ve senin Bir aylık kazancından daha pahalı. | Open Subtitles | لم يظهر في آلات الأشعة الفاحصة في المطار وثمنه اكثر من راتبك في شهر |
| Bunu bir kez yapacağız ve Bir aylık yiyeceğimiz olacak. | Open Subtitles | إذا فعلنا ذلك مرة ، سنأكل جيداً طوال شهر كامل |
| Bir aylık soruşturmadan sonra teğmen Nicholas Chen'e karşı kullanılabilecek hiçbir kanıt bulamadım. | Open Subtitles | بعد شهر من التحقيقات لم أجد أي دليل يدعم أي إتهامات ضد المساعد نيكولاس تشين |
| Malın tüm bedeli benim Bir aylık maaşıma mal olur. | Open Subtitles | الثمن بأكمله لحياته يساوي شهراً من راتبي |
| Bana Bir aylık kira için ne istediğini söyle, sana göndereyim. | Open Subtitles | أخبرني بمبلغ الإيجار لمدة شهر و سأرسله لك |
| İkinci ve üçüncü sınıf için Bir aylık Avrupa gezisi. | Open Subtitles | رحلة مدرسية لمدة شهر لطلبة السنة الثانية والثالثة |
| Bir zerre antimadde, tüm şehrin Bir aylık enerjisini karşılayabilir. | Open Subtitles | يمكنها تزويد مدينة كاملة بالطاقة لمدة شهر. |
| Ben ve Gilbert gibi. Hiçbir şey yapmadım ama Bir aylık ceza aldım. | Open Subtitles | يبدو الأمر مثلي أنا و غيلبرت, لا شيئا فعلته و تلقيت عقوبة لمدة شهر |
| Bir çocuk doktoru olarak görmek zorunda olduğum ilk hastalardan biri Sol'dü, şiddetli solunum yolu enfeksiyonu sebebi ile başvurmuş Bir aylık güzel bir bebek. | TED | كانت سول من أوائل المرضى اللذين أشرفت عليهم كطبيبة أطفال، وهي رضيعة جميلة عمرها شهر واحد دخلت المستشفى وهي تعاني من أعراض عدوى تنفسية حادة. |
| O an aklıma binlerce soru geldi: "Nasıl olur da Bir aylık bebek bu kadar talihsiz olur?" | TED | في تلك اللحظة تقفز آلاف الأسئلة في ذهنك. بدءً من: كيف لطفلة عمرها شهر واحد يكون حظها مؤسفًا للغاية هكذا، |
| Bunların hepsi Bir aylık sürede alınmayanlar. | Open Subtitles | هذه كل الواحد المفتوحة أعلى في فترة من شهر واحد. |
| Bir aylık deneme için seni almaya hazır olacak kadar komiğim. | Open Subtitles | انا مهضوم جدا , و مستعدة لاخذك في شهر للتدريب. |
| Bir aylık maaşınla onun bir saatini zor satın alırsın. | Open Subtitles | ما تتقاضاه في شهر كامل يمكن أن يوفر لك ساعة واحدة من وقتها. |
| Bak, Artist Kemal Bey hâlâ Bir aylık parayı ödemedi, canım. | Open Subtitles | الممثل جمال ما زال يدين لي بأجرة شهر كامل |
| Şaka bir yana... Bir aylık flörtten sonra, hayatımın kadını olduğunu anladım. | Open Subtitles | لا، بجدية بعد نحو شهر من اللقاءات عرفت بأنّها المقصودة |
| Doktorum Bir aylık ömrüm kaldığını söyledi. | Open Subtitles | الدكتور قال لي لدي شهر لأعيشه. |
| Ailelerine, çocukları Bir aylık bir başarı programına davet eden mektuplar yollandı. | Open Subtitles | أبائهم أرسلوا الرسائل التي تدعوهم للمشاركة في برنامج الإنجاز لمدّة شهر. |
| Neredeyse Bir aylık olduğuna inanamıyorum. İmkânsızmış gibi geliyor. | Open Subtitles | لا أصدق أن عمره شهر هذا لا يصدق |
| Bir top atılıyor ve bir öğretmenin Bir aylık maaşı duman oluyor! | Open Subtitles | لقد إنطلق المدفع و الراتب الشهرى للمدرسين يذهب كالدخان |
| Tabii omzumdaki iki delik, hastanede geçen iki hafta ve Bir aylık nekahet dönemi hariç. | Open Subtitles | ماعدا الفتحتان التي في كتفي و قضاء أسبوعين في المشفى و بعدها شهر في مركز التأهيل |
| Charles'a makul Bir aylık vermesi şartıyla. | Open Subtitles | وفق شروط تخول لــ ً تشارلز ً حقه بمعدل شهري معقول |