Luke o dansçıların hiçbiriyle bir bağı olmasa bile asla yalan söylemezdi. | Open Subtitles | (لوك) ليسَ له قرابة مع أحد الراقصين وهو لا يكذب عليهم أبداً. |
Luke o dansçıların hiçbiriyle bir bağı olmasa bile asla yalan söylemezdi. | Open Subtitles | (لوك) ليسَ له قرابة مع أحد الراقصين وهو لا يكذب عليهم أبداً. أنا كاذب؟ |
Vatikan'la bir bağı yok. | Open Subtitles | وليس لديها أي أرتباط بالفاتيكان. |
Onun, Drake'le çok özel bir bağı var. | Open Subtitles | كان لديها أرتباط خاص بالـ "دريك". |
Orayla özel bir bağı vardı. | Open Subtitles | لديه أرتباط خاص الى البلاد |
Ve şüphelinin kurbanla hiç bir bağı olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | والمشتبه به خاصّتك ليس له صلة قرابة بالضحيّة على الإطلاق. |
Sen hiç bir bağı olmayan Tae Seong'u kasten aileye getirmedin mi? | Open Subtitles | ألم تقصدي إحضار ( تاي سونغ ) الذي لا تربطنا به أي صلة قرابة عمداً ؟ |
- O halde zihinle bir bağı var. | Open Subtitles | - إذا هناك أرتباط بينها و بين العقل . |
Karma'nın Heart ile bir bağı varmış yani. | Open Subtitles | (لذا يوجد أرتباط ل(كارما بمؤسسة القلب... |
Letitia Perez'in kurbanla ilgili bir bağı var. | Open Subtitles | أعتقد أنّ لـ(ليتيسيا بيريز) صلة قرابة بالضحية. |