"bir başına" - Translation from Turkish to Arabic

    • بمفردها
        
    • في الخارج هناك بمفرده
        
    • بمفردك في
        
    • بدون صديق
        
    • وحيداً في
        
    • وحيدةً
        
    • وحدها في
        
    • وحدك مع
        
    • تشعر بالبرد ووحيدة
        
    Tam şu anda bir başına şehrin çocukları için dandikte olsa bir konser düzenlemeye çabalıyor. Open Subtitles الآن هي بمفردها تجهز حفله لاطفال المدينه
    Ayrıca, şu kızı da ilk seferinde bir başına gönderdin. Open Subtitles وتركتي هذهِ لتتجول بمفردها في أول مرة لها؟ كان يمكن أن يحدث أي شيء
    Joe bir başına Valerie. Open Subtitles (جو) في الخارج هناك بمفرده (فالير)
    Biliyorsun, ilk defa konuştuğumuzda çimenlerin üstünde bir başına öylece oturuyordun. Open Subtitles أتعلم؟ أوّل مرة تحدثنا فيها سويةً، كنت جالساً بمفردك في العشب، ذلك متنفّس أيضاً!
    # bir başına yapayalnızken Ölecekmiş gibiydin biliyorsun # Open Subtitles دائما اشعر بالوحدة بدون صديق اتعرفين انت تشعرين كأنك تموتين
    Zavallı kuzucuk, üşümüş sürüsü Sabah bir başına açmış gözünü Open Subtitles الحمل الصَغير المسكين الآن صوفه سيبَردَ يستيقظ وحيداً في الصباح
    İçeride bir başına bırakınca, korkup, kendini toplayacağını sanıyorsun. Open Subtitles تعتقد أن تركها هناك وحيدةً سيخيفها لتقويم سلوكها ؟
    Bu ilişkide onu bir başına bıraktım. Neden hala boşanmadınız? Open Subtitles وتركتها تتخبّط وحدها في صعاب علاقتنا لمَ لم تتطلّقا بعد؟
    Ha siktir. Tiyatro çatlaklarıyla bir başına kaldın. Open Subtitles اللعنة، كنت وحدك مع مجانين المسرح.
    Yolun kenarında, kanlar içinde yatıyormuş. Soğukta, bir başına. Open Subtitles راقدة هناك على جانب الطريق تنزف، تشعر بالبرد ووحيدة.
    Sadece bir maralım, bir geyik, dişi bir geyik. Ormanda bir başına. Open Subtitles أنا لستُ إلا ظبيةً مسكينة بمفردها في الغابة
    Evet. Kızı bir başına ormanda yalnız bıraktık. Open Subtitles أجل, تركناها في الغابة بمفردها
    Egzotik fahişesini bir başına bırakıp gitti. Open Subtitles وتخلى عن عاهرته الغريبة بمفردها
    Joe bir başına Valerie. Open Subtitles (جو) في الخارج هناك بمفرده (فالير)
    Peki, aşıklar şehrinde bir başına ne yapıyorsun? Open Subtitles ماذا تفعل بمفردك في مدينة العشاق؟
    bir başına, koskoca yolda... Open Subtitles تسيرين بمفردك في مكان كهذا
    # bir başına yapayalnızken Ölecekmiş gibiydin biliyorsun # Open Subtitles دائما اشعر بالوحدة بدون صديق اتعرفين انت تشعرين كأنك تموتين
    # bir başına yapayalnızken # Open Subtitles دائما اشعر بالوحدة بدون صديق
    Babam üzgündü çünkü hiç kadını yoktu ve tüm sabahlarını evde bir başına harcıyordu. Open Subtitles والدي كان حزيناً لآنه لم يلتقِ بالمرأة المناسبة و كان يمضي كل صباح وحيداً في منزله
    Çılgın müzik yapımcısı, kendini yazan, reşit olmamış kızların tadına bakarak koca bir evde bir başına yaşıyor. Open Subtitles منتج أغاني مجنون يعيش وحيداً في منزل خالي , مع نكهة من الفتيات القاصرات الكتاب يكتب نفسه
    Mecbur bırakıldığın bu hayatı bir başına, bir mağarada yaşadığını görmek... Open Subtitles برؤيتي الحياة التي قُضي ...عليكِ عيشها ...وحيدةً في هذا الكهف
    Ben bir başına değilim, o yüzden hallederim. Open Subtitles أنا على مايرام بسبب أنّني لستُ وحيدةً.
    20 dakikadır barda bir başına oturan karın. Open Subtitles زوجتك وحدها في البار للعشرين دقيقة الماضية
    Genç bir bayanın dairede bir başına kalması uygun mu sence? Open Subtitles هل من الملائم لشابة أن تبقى وحدها في شقة؟
    - Küçük kızınla seni bir başına bırakmış. Open Subtitles تركتك وحدك مع فتاة صغيرة.
    Annem böyle öldü işte. Sabahın ilk saatlerinde, soğukta, bir başına. Open Subtitles هكذا ماتت في الصباح الباكر، تشعر بالبرد ووحيدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more