Bu genç adam, bir baba olarak sorumluluğunu kabul edip, okula döndü. | Open Subtitles | لقد تقبل ذلك الشاب مسؤوليته كأب و عاد للمدرسة |
İstirahate - sadece diplomatik görevlerimden değil, bir baba olarak da. | Open Subtitles | معتاداً على الراحة ليس فقط من واجباتي الدبلوماسية بل من واجباتي كأب أيضاً |
Fakat hep bir baba olarak onun için bir şeyler yapmak istedim azıcık da olsa. | Open Subtitles | ولكن لطالما أردت أن أفعل لها شيئاً كأب حتى لو للحظة قصيرة |
Yalnız bir baba olarak fazla sosyal hayatın yoktur herhalde. | Open Subtitles | يجب أن يكون من الصعب، وجود الحياة الاجتماعية كوالد واحد. |
İyi bir baba olarak onları yapmamaları gereken bir şeyin... sonuçlarından korumaya çalışır mısınız? | Open Subtitles | وهذه هى الحقيقة, كأب جيد أنت ستسعى الى أن تحميهم من الشىء الذى لم يجب عليهم أن يفعلوه |
Küstahlığımı bağışlayın, efendim, fakat daha önce tanışmadığımıza rağmen, sizi her zaman bir baba olarak gördüm. | Open Subtitles | سوف تغفر لى أخطائى يا سيدى ولكن برغم أننا لم نتقابل أبداً من قبل كنت أعتبرك دائما كأب لى |
bir baba olarak sizden, kabusundan kurtulması için | Open Subtitles | لذا انا اسألكم جميعاً كأب ان تتحلوا بالانسانيه |
Sydney'nin annesini bulma istediğinin, bir baba olarak sizi eleştiriyor olabileceğini gösterdiğini düşündünüz. | Open Subtitles | ربما رغبة سيدنى لايجاد أمها تؤثر بك يمكن أن تفسر هذا كأنتقاد لك كأب |
Lütfen Lex, acı dolu gençlik hikayen ve bir baba olarak seni nasıl incittiğimi... | Open Subtitles | رجاء ليكس لاتحكي قصة أخرى عن شبابك المعذب وكيف كيف خذلتك كأب |
Fakat hep bir baba olarak onun için bir şeyler yapmak istedim azıcık da olsa. | Open Subtitles | ولكن لطالما أردت أن أفعل لها شيئاً كأب حتى لو للحظة قصيرة |
Ancak baba bunu yapmak zorunda olmamayı diliyor ancak, ancak bir baba olarak bu zorunluluğu kabulleniyor. | Open Subtitles | الأب يتمنى بأنه لم يكن مضطراً لفعل ذلك, و لكن قبل بذلك لأنه يتوجب عليه ذلك بناء على دوره كأب |
Benim nedenlerim var, bir baba olarak ve Polis Şefi olarak. | Open Subtitles | بالنسبة لي هذه مسؤوليتي كأب وكرئيس للشرطة |
Ve bir baba olarak herkim ki onu yerle bir etmeye çalışırsa başlarına lanet olup yağacağım. | Open Subtitles | و كأب سأكون ملعونا لو استمعت إلى الناس الذين يحاولون دائما تحطيم الفتى |
Yada bir eş ve bir baba olarak bunun üstesinden gelip gelemeyeceğini gözden geçir. | Open Subtitles | أو أوجد طريقة ما لتؤمن بنفسك كزوج و كأب . هل فهمت ؟ |
Ama aslında, bir baba olarak ağır ihmalden suçluyum | Open Subtitles | لكن الذنب الذي أقترفته حقاً هو إهمال واجبي كأب |
bir baba olarak, çocuğumun zarar gördüğü gibi başka hiçbirinin çocuğunun zarar görmesini engellemek benim görevim. | Open Subtitles | كأب انها مسؤوليتي أن أن أحرص أن لا يتم ايداء ابنة أي شخص أخر |
bir baba olarak yapmam gerekenin yarısını yapmaktayım. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بنصف ما كان يجب علي القيام به كأب |
Hep çalışıyordum. bir baba olarak seni hayal kırıklığına uğratmamak için o kadar uğraştım ki yaptığım tam da bu oldu maalesef. | Open Subtitles | أعمل دائماً، كنت خائفاً والآن خذلتك كوالد |
Bir bahriyeli, bir Müslüman, bir baba olarak inandığım her şeye ters bir şey bu. | Open Subtitles | إنها تعرض أي شيء أؤمن به كبحار, وكمسلم, وكأب |