Eve bir baskın düzenlemek o kadar zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لا يجب أن يكون صعباً أن تشنّ غارة على المنزل. |
Adamlar, Emmet çatıdan inince bir baskın olduğunu düşünmüşler ve kaçmışlar. | Open Subtitles | و الذين اعتقدوا أنه كانت غارة عليهم لما أتى من السقف , فهربوا |
Yeni bir baskın için Ajan Ryan ile konuşacağım. Gideon ve Reid'e ilet. Tamam. | Open Subtitles | سأجعل العميل ريان ينفذ غارة اخرى وسأخبر ريد وغيديون |
Çünkü iş yerinize yapılan bir baskın, yerel polisle şans eseri karşılaşma hayatınızın yönünü sonsuza kadar değiştirebilir. | TED | بسبب مداهمة على مكان عملك، واحتمال مصادفة شرطي محلي بإمكانها أن تغير مجرى حياتك للأبد. |
Gene de o kumar salonunda bulabileceğimizi düşünüyorum. Fakat San Francisco teşkilatı haftaya bir baskın düzenleyecekmiş o yüzden sessizce halletmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | ونعتقد أنّ بإمكاننا إيجاده في نادي القمار، ولكن الشرطة تُخطط لمُداهمة المكان الاسبوع المقبل، |
Belki bahsetmek istediğiniz bir baskın vardır. | Open Subtitles | هل هناك شيء تريد ان تخبرينا به عن غارة مثلا؟ |
Hiç. Sonra bir baskın oldu ve bir milyondan fazla nakit bulundu. | Open Subtitles | وفي غارة شُرطيّة تحصلنا على ما يقارب مليون دولار نقدًا، |
Buraya sana yeraltında bir baskın olduğunu söylemeye geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لأخبرك... هناك غارة على العالم السفلى... |
Basit bir baskın olmalıydı. | Open Subtitles | كان يفترض بها أن تكون غارة بسيطة |
Bir saat içinde hesapta olmayan bir baskın yapılacak. | Open Subtitles | -أجل . "هناك غارة غير سريّة ستحصل خلال ساعة". |
Yerel istihbarattan öğrendiğimize göre Norveç'e geniş çaplı bir baskın yapmışsın. | Open Subtitles | و علمنا عن طريق إستخباراتنا المحلّية، أنّك أرسلت جنوداً مُجهزين لشن غارة بـ"النرويج." |
Üç gün önce, şehrin orta bölümünde bir baskın düzenledik. | Open Subtitles | قبل 3 أيام، شننا غارة في وسط المدينة |
Bu sabah yapılan ani bir baskın sonucu Ulusal Güvenlik çalışanlarımız Geronimo'nun La Brea bölgesindeki karargahını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | في غارة جريئة صباح اليوم للرجال والنساء الشجعان من قوات أمننا الوطنيّ (إختٌرِقَ مركزُ عمليات (جيرانيمو .(بحيّ (لا بري |
bir baskın olduğu söylendi. | Open Subtitles | إنه أنا تم إخباري أنه كانت هُناك غارة |
Daha dün Oystermouth Yolu'nda bir baskın oldu. | Open Subtitles | بالأمس فقط حصلت غارة شارع " أويسترود " |
Fisk ve Aryanlıların buluşacağına dair bir duyum almış Bates. Hesapta olmayan bir baskın düzenliyor. | Open Subtitles | (بايتس) تلقى معلومة أن (فيسك) والآريين سيجتمعون اليوم، وحدد غارة سرّية. |
Sakin olun, bu bir baskın değil. | Open Subtitles | حسناً، إهدأ فحسب، إتفقنا؟ هذه ليست مداهمة. |
Yeni nesneler toplamak için şehre gitmek yerine komşusunun çardağına bir baskın düzenlemeye karar veriyor. | Open Subtitles | بدلًا من الذهاب إلى المدينة لجمع الأشياء الجديدة لقد قرر مداهمة كوخ جارِه |
Ama şöhretine büyük bir baskın daha ekleyebiliriz. | Open Subtitles | لكنّ يمكن أن نضيف مداهمة كبيرة إلى سجله |
Çete federallerin bir baskın düzenleyeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | عصابة المُخدّرات يعتقدون بِأنّ العملاء الإتحاديّين قد خطّطوا لمُداهمة |