Gitmene gerek yok. Orada bir boru patlamış ve tüm personel 3 gün boyunca işe gelmeyip, tamir edilmesini bekleyecek. | Open Subtitles | لقد انكسر أنبوب في المشروع وتم صرف الموظفين بأجازة دون أجر لمدة ثلاثة أيام |
Banyoda bir boru vardı kaynar su damlaları boşuna akardı. | Open Subtitles | كان هنالك أنبوب في الحمّام ينضح نقاط ماء ساخن في الهواء |
Boğazında bir boru var. | Open Subtitles | هناك أنبوب في حلقك، لذا، لا تستطيع التحدث، |
- Kafasında bir boru mu var? | Open Subtitles | ـ عنده انبوب في رأسه؟ |
- Kafasında bir boru mu var? | Open Subtitles | ـ عنده انبوب في رأسه؟ |
Telleri vidalamak zorunda değil hatta çelik bir boru da kullanmayabilir ve bunları yapmazsa tamamiyle güvenli bir hale gelebilir ama bomba ölümcül olmaz. | Open Subtitles | ليس عليه أن يستخدم أغطية خيطية وليس عليه أن يستخدم حتّى أنبوباً فولاذياً وسوف تكون |
Petrol şirketleri büyük bir boru hattını onaylattırmaya çalışıyorlar. | TED | شركات النفط تضغط للحصول على موافقة أنابيب كبيرة. |
Dairemde bir boru patladı. Bütün gece onunla uğraştım. | Open Subtitles | انفجر أنبوب في شُقتي، كنتُ أتعامل معه طوال الليل. |
Boğazında nefes almasına yardımcı bir boru var. | Open Subtitles | ! لديه أنبوب في حلقه ليساعده على التنفّس |
Annenizin boğazında bir boru var. | Open Subtitles | يا رفاق، أمكم لديها أنبوب في رقبتها. |
Konağımda bir boru patladı... ve tüm kıyafetlerim sırılsıklam oldu. | Open Subtitles | انفجر أنبوب في بيتي وجميع ملابسي ابتلت |
Dairendeki mutfağında bir boru patlamış. | Open Subtitles | انفجر أنبوب في مطبخكَ... في شقّتكَ |
Dairendeki mutfağında bir boru patlamış. | Open Subtitles | انفجر أنبوب في مطبخكَ... في شقّتكَ |
Mutfağımda patlayan bir boru varmış. | Open Subtitles | انفجر انبوب في المطبخ |
Her nasılsa damlatan bir boru melekler varken onların işini bozabiliyor. | Open Subtitles | من الغريب كيف أنّ أنبوباً يسرّب أفسد عمل الكائنات السامية |
Ne? - Onun bir boru mu yoksa baseball sopası mı ya da başka bir şey mi olduğunu anlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكتشف إن كان أنبوباً معدنياً أو مضرب بيسبول أو شيئاً آخر. |
Onların görüşüne göre bir şirket değil, bir boru hattı satın aldılar. | Open Subtitles | موقعهم، أنهم يَشترونَ خط أنابيب لَيسَ الشركةَ |
Sesi ev boyunca taşıyan bir boru sistemi var. | Open Subtitles | ثمّة نظام مكوّن من أنابيب و التي تقوم بنقل الصوت إلى أرجاء المنزل |