| Ben kayboldum. Evren acımasız ve can sıkıcı bir bulmaca. | Open Subtitles | لا أعلم، أنا محتار فهذا الكون لغز قاسي و مزعج |
| Kim bir bulmaca avı için o kadar ödeme yapar? | Open Subtitles | من بإمكانه تحمل هذا النوع من المدفوعات لحل لغز مطاردة؟ |
| Bütün bu olanlar çözümü olmayan bir bulmaca gibi, Rubik küpü gibi. | Open Subtitles | هذا الامر برمته يبدو مثل لغز بدون حل ممكن مثل مكعب روبيك |
| Adamım, bu bir bulmaca değil. | Open Subtitles | أتعرف لماذا لن تحله؟ لأنه ليس لغزاً يا رجل |
| Dolayısıyla birkaç yazılım bulup taramaya okumaya başladım ve bir bulmaca olduğu ortaya çıktı. | TED | جلبت بعض البرامج وبدأت في قراءتها، وتحليلها، وتبيّن أنها أحجية. |
| Bu resimleri yaparken, zihnimde tam anlamıyla, gerçek zamanlı bir bulmaca varmış gibi oluyor. | TED | الآن عندما أصمم هذه الصور، ستكون تماماَ مثل لغز الوقت الحقيقي وهو يدور في ذهني. |
| Örneğin alın size bir bulmaca. | TED | إذاً، على سبيل المثال، ها هي لغز الكلمات. |
| Bir rahibe ki, yeminleri küçücük bir bulmaca kutusuna ve kutunun içindeki haram zevklere tutkusu için bozuldu. | Open Subtitles | الراهبة التي حنست بنذورها بهوس لصندوق لغز صغير جدًا والمتعة السيئة التي ختمت بداخله |
| Yani seni bir şekilde arıyor sana bir bulmaca soruyor ve sana, arabanın havaya uçacağını söylüyor. | Open Subtitles | اذا هو شتمك؟ اعطاك لغز اخبرك ان سيارتك ستنفجر |
| Kafamın içindeki bir bulmaca. Artık duvarlarda. Her şey yolunda. | Open Subtitles | من السهل معالجة الأمر ، لغز وحل في رأسي ، والآن هو على الحائط |
| Tedaviniz katlanmanız gereken bir tedavi olmamalı çözmeniz gereken bir bulmaca olmalı. | Open Subtitles | علاجك لن يكون دواء تستمر عليه, بل لغز لابد أن تحله |
| bir bulmaca üzerinde ne zaman çalışssam hep örgü peyniri yerim. | Open Subtitles | عندما اعمل على حل لغز, اكل دائما اصابع الجبن |
| Benim ya da herhangi birinin yardımını istemeyen bir bulmaca. | Open Subtitles | لغز لا يُريد مُساعدتي، أو أيّ أحد آخر من وجهة نظري. |
| Ama geriye kalan büyük bir bulmaca var, ve bu bana çok basitçe hala bağlantıda olduğum harika bir İskoç hanımefendisi olan Tanzanya'daki ilkokul matematik öğretmenim tarafından anlatıldı. | TED | و لكن هنالك لغز و احدٌ باقٍ و كان و بأشد اقتضاب و صل إلى على يد معلمة رياضيات في مدرسة في تنزانيا , و هي سيدة اسكتلندية رائعة و التي لا أزال على تواصلٍ معها |
| Bize çok ilginç bir bulmaca sunuyor. | TED | لأنها تنطوي على لغز رائع للغاية. |
| Tamam mı? Hepiniz için bir bulmaca daha. | TED | حسناً؟ هنا لغز آخر لكم جميعا. |
| O benden çok farklı, mantıklı düşünebiliyor; sanki bir bulmaca çözüyormuş gibi. | Open Subtitles | هو مختلف عني ، إنه يستطيع التفكير منطقياً ، و كأنه يحل لغزاً |
| bir bulmaca o fotoğraftaki insanlar arasında bir bağlantı var | Open Subtitles | انها أحجية الناس في هذه الصورة متصلون بطريقة ما |
| Bu aynı parça parça çözülebilen bir bulmaca gibi. | Open Subtitles | انها مثل لعبة اللغز نحلها قطعة قطعة |
| bir bulmaca yarışması kazanmıştım.İki erkeği yedim. | Open Subtitles | أتعلم، لقد ربحت مسابقة في الكلمات المتقاطعة لدى جريدة |
| 11 uluslararası büyük gazetede aynı ipuçları barındıran bir bulmaca yayınlanmış. | Open Subtitles | ..ألغاز كلمات متقاطعة في 11 جرائد عالمية كبرى |