"bir buluşma" - Translation from Turkish to Arabic

    • موعد غرامي
        
    • موعد واحد
        
    • في موعد
        
    • لقاء مع
        
    • موعداً غرامياً
        
    • هناك إجتماع
        
    • موعد سري
        
    • موعدٌ
        
    • هناك موعد
        
    • لقاءاً
        
    • فقط لقاء
        
    • له من لم شمل
        
    • لمّ شملٍ
        
    • للقاء سري
        
    Güzel bir buluşma, çok iyi vakit geçiriyorum. Open Subtitles لماذا كل هذا ؟ حسنا ً، هذا موعد غرامي جميل وأنا أقضي وقتا ً ممتعا ً.
    bir buluşma, bakalım nasıl gidecek, belki de hiç gitmeyecek. Open Subtitles موعد واحد ، لنرى إلى أين ينتهي ، وقد ينتهي للا شئ
    Bu gece normal bir bir adamla normal bir buluşma yaşamalısın. Open Subtitles أتعلم , يجب أن تخرك الليلة في موعد طبيعي , مع شاب طبيعي
    Gazze'de bir keresinde İngiliz gazeteci Alan Johnston'un kaçırılması sırasında bir Amerikan dergisi benden Gazze'de adam kaçıranlarla bir buluşma ayarlamamı istedi ve ben de ayarladım. TED في يوم من الأيام في غزة، خلال عملية اختطاف الصحفي البريطاني آلان جونستون، طلبت مني مجلة أمريكية بترتيب لقاء مع الخاطفين في غزة، وهذا ما فعلته.
    Bunun bir buluşma olduğunu düşündüğümü düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles ولا أريدها أن تعتقد أنني أظن بأن هذا موعداً غرامياً وهل تظن بأنه موعدٌ غرامي؟
    Burada önemli bir buluşma olduğunu duydum. Open Subtitles لقد سمعت أن هناك إجتماع مهم هنا
    Bunun bir buluşma olması gerekiyordu ama sen Ashleigh'yi çağırdın böylece benimle konuşmak zorunda kalmadın. Open Subtitles كان يفترض أن يكون هـذا موعد غرامي وأحضرت آشلي للكسرهـ أذاً لاتريد التتحدث معي.
    Eğer evden çıkmazsak, bu bir buluşma sayılmaz. Open Subtitles إنه ليس موعد غرامي طالما أننا لم نغادر الشقة
    Alt tarafı bir buluşma. Open Subtitles إنه مجرد موعد واحد
    Sadece bir buluşma istedim. Open Subtitles أنا فقط طلبت موعد واحد.
    Resmi bir buluşma ilişkimiz için ileriye doğru büyük bir adımdı. Open Subtitles الخروج في موعد حقيقي هي خطوة عملاقة في علاقتنا
    Aha, ateşli yeni komşumla. Ateşli bir buluşma teklif ettim. Open Subtitles نعم ، مع جاري المثير الجديد لقد طلبت منه للخروج معه في موعد مثير
    Antika koleksiyoncumla bir buluşma ayarlamam gerekiyordu. Open Subtitles عليّ ترتيب لقاء مع مُجمّع القطع الأثريّة,
    Onun iyiliği için tüm grupla beraber bir buluşma ayarlamaya çalışıyoruz. Open Subtitles نحن نحاول اقامة لقاء مع الأطراف المعنية في الرعاية لها.
    Ama bu bir buluşma değil. Open Subtitles لكن هذا ليس موعداً غرامياً لذا سأسألكِ مجدداً
    Burada önemli bir buluşma olduğunu duydum. Open Subtitles لقد سمعت أن هناك إجتماع مهم هنا
    Gayrı resmi bir buluşma ayarlayabilecek bir tanıdığım var orada, Open Subtitles لدي صديق قديم في الشركة ،بإمكانه ترتيب موعد سري
    Belirli bir buluşma saati var, o yüzden hadi artık. Open Subtitles هناك موعد محدد للتسليم لذا , أسرعا بالتحرك
    Karısının telefonunu almış, bir buluşma ayarlamış sonra da onu dövmüş. Open Subtitles أخذ هاتف زوجته, دبّر لقاءاً معه من خلاله ثم أبرحه ضرباً
    Son bir buluşma daha, ve Simran nakavt! Open Subtitles فقط لقاء اخير وسوف تستسلم سيمران
    Ne kadar acı tatlı bir buluşma. Open Subtitles يا له من لم شمل جميل, لقد كبرت
    Bu aralar bir gün, ikiniz karşılaşacaksınız ve muhteşem bir buluşma olacak. Open Subtitles ستلتقيان ذات يوم وسيكون لمّ شملٍ مذهلاً
    Üç gün önce Tina Manhattan'da Lou ve Sid için bir buluşma ayarlamıştı. Open Subtitles تينا أعدت للقاء سري بين لو و سيد في أحد مطاعم مانهاتن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more