"bir buzdolabı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ثلاجة
        
    • ثلاجه
        
    Bir keresinde beni yanına aldı çünkü yeni bir buzdolabı alacaktık. Open Subtitles مرةً ما لقد أخذتني معها لأننا كنا نريد شراء ثلاجة جديدة
    Fakat bir buzdolabı veya bir TV için, iyi çocuk olmaya gerek yoktur. Open Subtitles و لكن من أجل ثلاجة او تلفاز لا داعي للعب دور الرجل اللطيف.
    Tamamen kilden yapılan, elektrik tüketmeyen bir buzdolabı üretti. TED صنع ثلاجة مصنوعة بالكامل من الطين التي لا تستهلك كهرباء
    Bu egzersiz odasında küçük bir buzdolabı olması lazım, içine meyve suyu ve diğer sağlıklı şeyleri koyarız. Open Subtitles الأن، غرفة التمرينات يجب أن يكون بها ثلاجة صغيرة للعصائر والأشياء الصحية الأخرى
    sadece bir buzdolabı. Beni çok korkuttun. Open Subtitles يا إلهي إنها مجرد ثلاجه, لا تفزعيني هكذا.
    Hem oteller eğlenceli! Odamda bedava yiyecek dolu küçük bir buzdolabı var. Open Subtitles كما أن الفنادق ممتعة لدي بغرفتي ثلاجة مليئة بوجبات سريعة مجانية
    - Neden olmayayım. Evde boş bir buzdolabı ve boş bir yataktan başka bir şey yokken? Open Subtitles فلا شيء لدي بالمنزل سوى ثلاجة خاويةٍ وسرير خاوٍ
    Mike, aradığın makine küçük bir buzdolabı boyutlarında. Open Subtitles مايك ، الآلة التي تبحث عنها هى بحجم ثلاجة صغيرة
    Külüstür bir buzdolabı edindik biramızı soğutuyor. Open Subtitles لدينا ثلاجة قديمة في الخلف تشتغل من المولد الكهربائي خاصتنا
    60 inç düz ekran ve bira dolu bir buzdolabı aldım, ama şaşırtıcı bir şey gerekiyor, hava hokeyi masası ya da mini golf gibi. Open Subtitles اشتريت شاشة مسطحة بقياس 60 انشا و ثلاجة للجعة و لكني احتاج غرضا للابهار كطاولة الهوكي الهوائية او طاولة بلياردو صغيرة
    Freddy diyor ki, bir buzdolabı minibüsten düşerse yolunu değiştirip ondan kaçınman gerekir. Open Subtitles كما ترى، فريدي يؤمن أنه إذا سقطت ثلاجة من على الحافلة فمن الأفضل لك أن تنزاح عن طريقها.
    Boş bir buzdolabı ve tıkanmış tuvalet bunun aksini söylüyor. Open Subtitles عندي ثلاجة خالية ومرحاض مسدود يثبتان عكس ذلك
    Odasına daha yeni mini bir buzdolabı ve hamak aldı. Open Subtitles للتو قام بتركيب ثلاجة صغيرة وأرجوحة في غرفته.
    bir buzdolabı kadar ağırlığım olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أنني أزن وزن يُعادل وزن ثلاجة ؟
    Tablolar ile doldururlar, ya da masalarla, sandalyalerle, bilgisayar ekipmanları ile, yazılım, internet erişimi, belki bir buzdolabı, ya da bir kaç başka şey, ve çalışanlarından ya da gönüllülerinden, her gün oraya gelip iyi iş çıkarmalarını beklerler. TED بالطاولات و المكاتب الكراسي وأجهزة الكمبيوتر البرمجيات الإنترنت ربما ثلاجة , وربما عدد قليل من الأشياء الأخرى ويتوقعون من موظفيهم , أو المتطوعين أن يأتوا إلى هذا المكان كل يوم للقيام بعمل كبير.
    Sanki donmuş bir bölge, tıpkı bir buzdolabı gibi TED لقد كانت تبدو كمنطقة مجمدة ، ثلاجة بمعنى الكلمة ،
    Biliyorum. Bende bir buzdolabı dolusu var. Open Subtitles أملك ثلاجة بأكملها مملوءة بهم.
    Bir motorsiklet, bir gardrop, annen için bir ütü ve büyük bir buzdolabı. Open Subtitles سأشتري دراجة نارية وخزانةملابس... ومكواة لأمك و ثلاجة كبيرة
    Orda bir dondurma makinesi ve mini bir buzdolabı var... Open Subtitles هل تعلمين لديه أله مثلجات و ثلاجه صغيره
    İçeri girer ve bir buzdolabı satın alır. Open Subtitles ياتي إلى ويبتاع ثلاجه كهديه
    Bu adama bir buzdolabı getirin. Open Subtitles أحضر لهذا الرجل ثلاجه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more