"bir dönemde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في عصر
        
    • فترة
        
    • أمر بفترة
        
    • ونظرا للقوانين
        
    • فصل واحد
        
    • الوقت الذي كان لا أحد
        
    Kayda değer bir dönemde yaşıyoruz, genom bilimi çağı. TED نحن نعيش في عصر إستثنائي، عصر علوم الجينوم.
    Daha farklı, daha güzel bir dönemde, iş yapmayan havalı hanımefendiler olabilirdik, galeri gezip ve seyahat edip, güzel vakit geçirebilirdik. Open Subtitles في عصر مختلف، وأفضل لكنا سيدتان مترفتان، نتغدى معاً، نزور المعارض، نسافر، نضع الحياة في موضعها الصحيح
    Herkesin korktuğu bir dönemde Patty'den Allah razı olsun. Open Subtitles في عصر خشى الجميع من فعل هذا شكرا لله لوجود باتي
    Bir kez daha, olağan dışı siyasi ilişkilerin olduğu bir dönemde yaşıyoruz. TED نحن نعيش مجددًا في فترة اشتباك سياسي غير عادي.
    Zor bir dönemde olduğumu bildiğinden hala bana nutuk çekiyor. Open Subtitles أترون ؟ إنه يعلم أني أمر بفترة عصيبة لكن ما يزال ينتقدني
    Federasyon ile Klingon İmparatorluğu ilişkileri son derece gergin bir dönemde. Open Subtitles "ونظرا للقوانين بين الإتحاد الفيدرالي وامبراطورية "كلينجتون
    bir dönemde iki ihtar almak Eastwood'da duyulmuş bir şey değil. Open Subtitles توقيفين في فصل واحد لم أسمع بهذا من قبل في مدرسة إيستوود
    Bir defasında ona bir kadının başarılı olmasının istenmediği bir dönemde hem diplomasi hem de casuslukta nasıl ustalaştığını sormuştum. Open Subtitles سألتها مرة كيف أنها تمكنت من إتقان الدبلوماسية والتجسس في الوقت الذي كان لا أحد يريد أن يرى امرأة تنجح
    İnsanların daha ufak olduğu bir dönemde yapılmış. Open Subtitles لقد بُنيت في عصر كان الرجال فيه أقل حجماً.
    İnsanların daha ufak olduğu bir dönemde yapılmış. Open Subtitles لقد بُنيت في عصر كان الرجال فيه أقل حجماً.
    Kendimizi korumak için kullandığımız silahların sürekli denetim altında tutulduğu bir dönemde yaşıyoruz. Open Subtitles إننا نعيش في عصر حيث الأسلحة التي نستخدمها تحمي أنفسنا التي لا يمكن ردعها بالمراقبة المستمرة.
    Kepazeliğin aşırıya kaçtığı bir dönemde muhteşem bir şekilde aşırıya kaçan partilerim dillere destandı. Open Subtitles في عصر تكثر الحفلات المخجله حفلاتي كانت اسطوريه لروعتها المتزايده
    Fevkalade bir dönemde yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في عصر ملحوظا
    Eli, ırkçılığın aşıldığı bir dönemde yaşamıyor muyuz? Open Subtitles يا ـ (إيلاي) ـ السنا نعيش في عصر ما بعد العنصرية هذه الأيام ؟
    Kadın dahiliğinin, değer görmediği bir dönemde Nina Simone, özgür bir ruhtu. Open Subtitles نينا سيمون) كانت روحاً حرة)، في عصر لم يكن الناس فيه يقدّرون عبقرية المرأة.
    Itjtawy yüzlerce yıldır tam dört bin yıl önce, Orta Krallık denen bir dönemde, eski Mısır'ın başkentiydi. TED إيتجتاوي كانت عاصمة مصر القديمة لأكثر من أربعمائة سنة، في فترة زمنية تدعى المملكة الوسطى حوالي أربعة آلاف سنة مضت.
    Ve kıtamızda artan bir güvenin, hızlı bir değişimin olduğu bir dönemde yaşadığının farkında olmalıydı. TED ولا بد أنه كان يدرك أنه كان يعيش خلال فترة التغير السريع، والثقة المتنامية في قارتنا.
    12 yıllık bir dönemde 164 yanlış hükmü bir araya topladım. Open Subtitles لقد جمّعتُ 164 سوء تقدير على طول فترة تمتد لـ 12 عامًا.
    Yok canım, ben zor bir dönemde değilim. Open Subtitles لا، أنا لا أمر بفترة عصيبة.
    Federasyon ile Klingon İmparatorluğu ilişkileri son derece gergin bir dönemde. Open Subtitles "ونظرا للقوانين بين الإتحاد الفيدرالي وامبراطورية "كلينجتون
    Bir dakika. bir dönemde bes kredi mi? Open Subtitles مهلاً 5 مواد في فصل واحد
    Bir kadının herhangi bir şekilde başarılı olmasının istenmediği bir dönemde diplomasi ve casuslukta nasıl bu kadar başarılı olduğunu sormuştum. Open Subtitles سألتها مرة كيف أنها تمكنت من إتقان الدبلوماسية والتجسس في الوقت الذي كان لا أحد يريد أن يرى امرأة تنجح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more