"bir dünyada yaşıyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نعيش في عالم
        
    • إنه عالم
        
    • نعيش فى عالم
        
    • نعيش في عالمٍ
        
    • انه عالم
        
    • نحن نحيا في عالم
        
    • نعيش بعالم
        
    • هذا عالم
        
    • أي عالم نعيش
        
    • فنحن نعيش
        
    • أننا في عالم
        
    Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. TED إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً.
    3 boyutlu bir dünyada yaşıyoruz, üçüncü boyutu tabi ki kullanabiliriz. TED نحن نعيش في عالم ثلاثي الأبعاد، فلما لا نستخدم البعد الثالث.
    Sonuçta, şu anda, tüketimle değil katılımla tanımlanmış bir dünyada yaşıyoruz. TED بالنهاية، نحن نعيش في عالم لا يحكمه الاستهلاك، وإنما التفاعل والمشاركة.
    Kötü bir dünyada yaşıyoruz Jane ve belki sorunlarımız incir çekirdeğini doldurmaz, ama bu bizim incirimiz ve bunlar bizim çekirdeklerimiz. Open Subtitles إنه عالم مضطرب يا جين وربما مشاكل شخصين لا تبلغ هذا الحد لكن هذه حياتنا وهذه مشاكلنا
    Khasinau gibi düşmanlarla yeni bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles من الأعداء مثل كازانو نحن نعيش فى عالم جديد
    Çünkü biz bundan çok farklı bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles حتى نعيش في عالمٍ مُختلفٍ جداً عن هذا العالم
    Nükleer savaşın gerçek bir tehdit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في عالم حيث الحرب النووية تشكل تهديدا حقيقيا.
    Aslında değişir. Teknolojik bir dünyada yaşıyoruz; TED لكنها بالفعل تتغير. نحن نعيش في عالم تقني:
    Maalesef, trans insanları ve genel olarak transların çeşitliliğini kabullenmeyi reddeden bir dünyada yaşıyoruz. TED لسوء الحظ، نعيش في عالم يرفض الاعتراف بالعابرين جنسيًا وتنوع العابرين جنسياً عامةً.
    Büyük, farklılıkları olan ve güzel bir dünyada yaşıyoruz ve bu beni onu korumak için daha da tutkulu yapıyor. TED إننا نعيش في عالم كبير ومتنوع وجميل، وهذا ما يجعلني أكثر شغفاً للحفاظ عليه.
    Başarının gelirle tanımlandığı bir dünyada yaşıyoruz. TED نعيش في عالم يقاس النجاح فيه بمستوى الدخل.
    Bildiğiniz gibi çocuk güvenliğine yönelik düzenlemelerin çok daha sıkı bir hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. TED إذا كما تعلمون نحن نعيش في عالم يخضع أكثر من أي وقت مضى و بصرامة لقواعد سلامة الطفل
    Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki veri toplama işi günün 24 saati, haftanın yedi günü, yılın 365 günü yapılıyor. TED نحن نعيش في عالم حيث جمع البيانات يحدث على مدار 24 ساعة في اليوم، سبعة أيام في الأسبوع، 365 يومًا في السنة.
    Öyle ki, sekiz yaşındaki kızımın sadece siyahi bir başkanı bildiği bir dünyada yaşıyoruz. TED نعيش في عالم حيث ابنتي ذات الثمان سنوات تعرف رئيساً أسوداً فقط.
    GSYİH'nın küresel ekonomide başarının ölçüsü olduğu bir dünyada yaşıyoruz. TED نحن نعيش في عالم حيث الناتج الإجمالي هو مؤشر النجاح في الاقتصاد العالمي.
    Ve önceden dediğim gibi, bir idealin peşinde olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. TED وكما قلت سابقاً، إننا نعيش في عالم يبحث عن نموذج مثالي.
    Küçük bir dünyada yaşıyoruz, ufaklık fakat dalgaların boyunu ölçme biçimi, yerden yere farklılık gösterir, o yüzden söylemesi zor. Open Subtitles إنه عالم صغير, صغيري ولكن كيف يقيسون حجم الأمواج إنه أمر يختلف من مكان إلى آخر ولذلك يصعب علي تحديد حجمها
    Tanrıya şükür sadece şüphenin suç sayılmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles حمداً لله نحن نعيش فى عالم الريبة به لا تعتبر جريمة
    Herkesin af dilediği ama kimsenin izin istemediği bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في عالمٍ حيث الجميع يريد المغفرة لكن لا أحد يطلب السماح
    Çok kötü bir dünyada yaşıyoruz, Bay Poirot? Open Subtitles انه عالم شرير جدا يا سيد بوارو
    Biz durağanlaşan bir dünyada, şehirleşen bir dünyada yaşlanan bir dünyada, bağlanan bir dünyada yaşıyoruz. TED نحن نحيا في عالم مستقر، عالم متمدّن، عالم يتقدم في السن، عالم متصل.
    Belirli şeylerin sorgulanmaya açık olmadığı bir dünyada yaşıyorsak düşünmeye son verilmiş bir dünyada yaşıyoruz demektir. Open Subtitles و لو أننا نعيش بعالم به أشياء مُحددة غير معرضة للتساؤل فاننا نعيش بعالم توقف به التفكير
    Neyse ki dert değil. Hazırlıklı gelmiştim. Ne acayip bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles لا بأس، لقد جئت متحضراً هذا عالم غريب نعيش فيه
    Biz nasıl bir dünyada yaşıyoruz da insanlar böyle davranabiliyor? Open Subtitles ‫أي عالم نعيش فيه ‫يتصرف الناس فيه بهذه الطريقة؟
    Kimsenin açlık, sıtma ya da diyare nedeniyle ölmeyeceğini garanti etmeye umut verici şekilde yakın olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. TED فنحن نعيش في عالم قارَبَ على ضمان أن لا يموت أحد بسبب الجوع أو الملاريا أوالإسهال.
    Ama şimdilerde öyle bir dünyada yaşıyoruz ki gezegensel sınırlara ulaştık ve sadece birbirimize bağlı değil ve fakat artan bir şekilde birbirimize bağımlıyız, sizin kaybınız artık benim kazancım değil. TED حسنا، و بما أننا في عالم وصلنا فيه إلى حدود الكواكب وبأننا لسنا فقط مترابطين بل معتمدين على بعضنا بشكل متزايد، فإن خسارتك لا تعني بعد الآن ربحا لي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more