"bir düzeyde" - Translation from Turkish to Arabic

    • على مستوى
        
    • على المستوى
        
    Daha derin bir düzeyde ise Internet'in varlığını Avusturyalı bir fizikçi ile onun hayali kedisine borçluyuz. TED ومع ذلك، على مستوى شديد العمق، يرجع الفضل في وجود الإنترنت إلى عالم فيزياء نمساوي وقطته الخيالية.
    Bu, ülke çapında bir düzeyde olduğunda milletleri kökten değiştirebilir. TED ومتى يحدث ذلك على مستوى البلاد، فإن بمقدوره أن يغـيّر الشعوب.
    Belli bir düzeyde tutkuyu koruyabilmek yani. Open Subtitles فقط المحافظة على مستوى معين من الشغف, أتعرفين ؟
    Üzüntünün belli başlı, elle tutulur, hatta evrimsel bir düzeyde bir değeri bulunmakta mıdır? TED هل للحزن قيمة مادية، ملموسة أو ربمّا حتّى على المستوى التطوري؟
    Biyoloji aynı zamanda insanlarla ilgili şunu söylüyor, bizler sosyal hayvanlarız, fakat çok, çok yerel bir düzeyde sosyaliz. TED وفي نفس الوقت، تخبرنا البيولوجيا عن الجنس البشري بأننا حيواناتٌ إجتماعيةٍ، ولكننا اجتماعيين على المستوى المحلي.
    Ama son zamanlarda, etkileşim tasarımının ne olduğunu neredeyse inkar edilemez bir düzeyde açıklayan duygusal olarak gerçekten fikir verici örneklerle etkileşim tasarımının, daha da derinlerine gitmeye çalışıyorum. TED لكن في الآونة الأخيرة، كنت أحاول حقا التعمق أكثر في التصميم التفاعلي مع أمثلة التي هي حقا موحية عاطفية والتي تفسر حقا التصميم التفاعلي على المستوى الذي لا يمكن إنكاره تقريبا.
    Fakat 1960'a geldiğimizde insanlar Raven'ın testini çok daha ileri bir düzeyde cevaplıyorlardı. TED ولكن في العام 1960، يمكن للناس انتقاد مصفوفات "الغراب" على مستوى أكثر تعقيداً بكثير.
    Senin gibi hırsızlar, ama farklı bir düzeyde. Open Subtitles إنَّهم لصوص مثلك, لكن على مستوى مختلف
    Senin asla anlayamayacağın bir düzeyde futbol oynuyordum. Open Subtitles كنت ألعب على مستوى أنك لن تفهم.
    Dünyaya moleküler bir düzeyde bakıyoruz. Open Subtitles نحن نرى العالم على مستوى الجزيئي
    İnsanlarla duygusal bir düzeyde ilişki kurmakta zorlanıyorum. Open Subtitles أني وجدت أنه من الصعب... أن أتواصل مع الناس, على مستوى...
    Ama onlar için anatomi, sadece ezberlenmesi gereken bir şey değil, insan vücudunu hatırı sayılır bir düzeyde anlayıp, ilgi duyabileceğimiz, çizgi film, vücut boyamaları veya sokak sanatı gibi kanallarla anlatabilmek için bir temel. TED ولكن بالنسبة لهم، علم التشريح ليس فقط شيئا تحفظه، ولكنه قاعدة يمكن أن نفهم منها الجسد البشري على مستوى ذو معنى؛ أن نصوَره بطُرق يمكن أن نفهمها، سواء عن طريق الرسوم الكرتونية، لوحات الجسد أو فن الشوارع.
    Başka bir düzeyde iletişim kuruyorlardır. Open Subtitles التواصل على مستوى اعلى.
    Kendimi ona açtım... - Ruhsal bir düzeyde... Open Subtitles ,لقد ضمت ذاتى على مستوى روحي
    - Bambaşka bir düzeyde fark yaratma fırsatı. - Tamam. Open Subtitles -فرصة للقيام بتغيير على مستوى آخر تماماً .
    Bu daha önceki herhangi bir neslin deneyimlediğinden farklıydı, ve bilgi ile etkileşme yolumu küçük bir düzeyde de olsa değiştirmişti. TED لقد كان هذا مختلفاً عما كان يمر به جيل والدي وجيل جدتي وقد غير الطريقة التي يتم فيها تناقل المعلومات حتى على المستوى الادنى - مستوى الافراد -
    Fiziksel bir düzeyde, DMT gibi kendine has moleküller, epifiz bezi tarafından doğal olarak salgılanır. Open Subtitles على المستوى المادي تتشكل جزيئات فريدة من نوعها بشكل طبيعي DMT)من خلال الغدة الصنوبرية مثل الدي أم تي)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more