"bir delil yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يوجد دليل
        
    • ليس هناك دليل
        
    • يوجد أي دليل
        
    • هناك أي دليل
        
    Kesin bir delil yok ama dinî inançları güçlü olanların delillerin incelenmesine bile karşı çıkmaları beni delirtiyor. Open Subtitles لا يوجد دليل قاطع على ذلك يُصيبني الأمر بالجنون عندما الأرثوذوكس يرفضون فحص الأدلّة حتّى
    Biliyorsunuz, bu, bu bir şekilde ortaya çıkmış olmak zorunda,... ...ama yakından aldığım görüntüden, Pentagon'un yakınında herhangi bir yere bir uçağın çarpmış olduğuna ilişkin bir delil yok. Open Subtitles هل تعرف ؟ ربما ظهرت بهذه الطريقة و لكن من فحصى القريب لا يوجد دليل
    Kendisini savunduğuna dair hiç bir delil yok. Open Subtitles ليس هناك دليل على أنه حاول الدفاع عن نفسه
    Bir kaza veya intikam amaçlı bir eylem olduğu konusunda bir delil yok. Open Subtitles ليس هناك دليل لحادث الإصطدام.. يشير إلى كونه حادث عرضي أو متعمد بدافع الإنتقام
    Ama kaynağa dair her hangi bir delil yok. Dökülmüş bir şey ya da yanmayı körükleyecek bir alet yok. Open Subtitles لا يوجد أي دليل للمصدر لا يوجد أداة للاشتعال أو نمط معين
    Bu işle ilgisi olduğuna dair hiç bir delil yok. Open Subtitles ليس هناك أي دليل يربطه بالجريمة
    Anlaşma olduğunu gösteren bir delil yok. Open Subtitles أقسمن أن يحملن, وأن يقمن بتربية أبنائهن سوياً. لا, لا يوجد دليل على وجود قسم.
    Ancak ortada kurşun yarasına ilişkin bir delil yok. Open Subtitles ولكن لا يوجد دليل على اطلاق أعيرة نارية على الاطلاق
    Yamyamlar avlarından bir parça götürme isteklerine karşı koyamaz ama bu yönde bir delil yok. Open Subtitles اعني, اكلي اللحوم عادة لا يمكنهم مقاومة تجربة عينة من ضحاياهم في موقع الجريمة ولكن لا يوجد دليل عن ذلك هنا
    Sayın Hâkim, savunma avukatı bununla ne ispat etmeye çalışıyor bilmiyorum ama bunun kayıtlara geçen videonun bir parçası olduğuna dair herhangi bir delil yok. Open Subtitles سيدي لا أعرف إذا كان محامي الدفاع يتوقع أن يبرهن هذا شيئاً ولكن لا يوجد دليل على أن هذا الفيديو هو جزء من الفيديو الذي تم تسليمه عرضه
    Madem öyle para verdiğinize dair bir delil yok. Open Subtitles إذًا لا يوجد دليل على إعطائك المال لها
    Ama kaçırılma olayını kanıtlayacak bir delil yok. Open Subtitles لكن ليس هناك دليل إشارة إلى إختطاف.
    Darly veya bir başkasını bu çıkmazdan sorumlu tutmak için güvenilir bir delil yok. Open Subtitles ليس هناك دليل موثوق لإقتراح الذي داريل،... ... أوأيّرجل يمكنأنيحتجز مسؤول عن مأزقنا.
    Bunu kanıtlayacak bir delil yok. Open Subtitles ليس هناك دليل يُثبت ذلك.
    Ve gerçekten, Special'ın şu anda yaşadıklarından... sorumlu olduğuna dair hiç bir delil yok. Open Subtitles وفي الحقيقة ، لا يوجد أي دليل على أن الدواء مسئول عن أي شيء مما تشعر به الآن
    Tren Berlin'de durmasına rağmen Lenin'in Alman yetkililerle görüştüğüne dair bir delil yok. Open Subtitles بالرغم من توقف القطار في (برلين) فلم يكن هناك أي دليل أن (لينين) قد قابل أي ممثل ألماني
    Kesin bir delil yok ortada. Open Subtitles ليس هناك أي دليل مباشر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more