Ve birden ortak bir deneyime dönüştü, ve şimdi artık gülebileceği komik bir olay oldu. Tren şimdi 6 nolu hattaki | TED | وبعد ذلك عندما أصبحت تجربة مشتركة، كانت ممتعة و مثيرة لضحكها. يمر القطار نحو |
Şimdi anlayabilirsiniz, motosiklet kullanmak gibi yoğun bir deneyime yakın dahi değildir. | TED | والآن يمكنكم أن تشاهدوا, أنه ليس حتى بإمكان تجربة انفعالية كركوب الدراجة النارية أن تقارب النتيجة الأفضل. |
Hatta laboratuvardaki bir eleman, erkek faredeki dişi fare anıları yeniden canlandırabilmiş, hatta diyorlar ki zevkli bir deneyime dönüştürmüş. | TED | الآن أحدهم في المختبر كان قادراً أن يعيد تفعيل ذكريات أنثى الفئران في فئران ذكور، يقال إنها تجربة ممتعة. |
Tuhaf. Ben yaptığımda tamamen farklı bir deneyime sahiptim. | Open Subtitles | لقد مررت بتجربة مختلفة تمامًا عند فعل ذلك |
Ben yaptığımda tamamen farklı bir deneyime sahiptim. | Open Subtitles | لقد مررت بتجربة مختلفة تمامًا عند فعل ذلك |
Bunu üretken bir deneyime dönüştürmeyi başaracaklardır. | TED | سيكون بإمكانهم تحويلها إلى تجربة بنّاءة |
Bu sistem alışveriş yapmak gibi eğlenceli bir şeyi, gezegenimizi kurtarmaya yardımcı olacak manevi bir deneyime dönüştürebilir. | TED | هذا النظام سيجعل من شيء مرح عادي كالتسوق تجربة روحانية. التي ستساهم في حفظ كوكبنا. |
Bence, ölümün, ölünce hepimizin deneyimleyeceği, evrensel bir deneyime sahip olduğunu anlamaya başlıyoruz | Open Subtitles | لدينا تجربة موت عالمية يخبرها أكثرنا غالباً عندما نمرُّ بتجربة الموت |
Sonuç olarak bu kişisel bir deneyime daha çok yaklaşıyor. | TED | وذلك يقترب اكثر من تجربة شخصية. |
Aslında, birçok insan için NAND2Tetris'in kutsal yolculuğuna çıkmak, tabii eğer yaparsanız, hayat değiştiren bir deneyime dönüştü. | TED | وفي الواقع، لعدد غير قليل من الناس، حجوا إلى هذا المشروع NAND2Tetris، إذا صح التعبير، قد تحولت إلى تجربة تغير الحياة. |
Engin bir deneyime tanıklık edeceksiniz. | Open Subtitles | ستكونون شاهدين على رؤية تجربة عميقة |
bir deneyime ev sahipliği yapıyorum da. | Open Subtitles | أنا أستضيف تجربة |
Olumlu bir deneyime benziyor. | Open Subtitles | هذه تبدوا تجربة ايجابية |