Çıkıp bunu bir deneyle sınamak istemiş. Öyle de yaptı. | TED | فأراد ان يقوم بتجربة بخصوص ذلك وهكذا فعل |
Bütün her şeyi sorgulamak zorundadırlar ve eğer bazı bilim insanları belli dirençlere sahip materyalleri gösteren bir deneyle ortaya çıkarlarsa diğer bilim insanları da bu deneyi tekrarlamak ve aynı sonuçları elde etmek zorundadırlar. | Open Subtitles | وهو يجب أن يحقق في أمر كل شئ ولو أن أحد العلماء قد خرج بتجربة تقول أن مواد معينة، لها قوة معينة، |
Bir psikiyatriste söylediklerini yeniden yaratmak için saçma bir deneyle ilaç almış. | Open Subtitles | قام بتخدير نفسه للقيام بتجربة سخيفة لتذكر ما قاله للطبيبة النفسانية |
Bir tecrübe olarak, o film için Saturn V'in fırlatılmasını dehşet biçimde yeniden yaratma görevi edindim, çünkü onu oraya ben koymuştum, biraz gergin hissediyordum ve bir deneyle, proje odasına bir grup insan getirerek bu görüntüyü oynattım ve görüntüyü oynattığımda, yalnızca insanların neyi hatırladıklarını, neyin hatırlamaya değer olduğunu merak ediyordum. | TED | وكتجربة، لأني أخذت على عاتقي مهمة محاكاة إطلاق صاروخ ساتورن 5 لهذا الفيلم تحديدًا، وبما أنني التزمت بذلك، أحسـستُ ببعض التوتر، فأردت القيام بتجربة وأحضرتُ أشخاصا مثلكم لقاعة عرض وقمت بعرض هذا المشاهد الخام، وحين عرضت هذه المشاهد الخام، أردت فقط معرفة ما يتذكره الناس، وما يستحق التذكر؟ |
bir deneyle başlamak istiyorum. | TED | أودّ أن أبدأ بتجربة. |
Küçük bir deneyle başlamak istiyorum. | TED | أود أن أبدأ بتجربة صغيرة. |