"bir denge" - Translation from Turkish to Arabic

    • توازن
        
    • التوازن
        
    • هناك موازنة
        
    • توازنٌ
        
    İnsanın, soğuk ve sıcak arasında iyi bir denge oluşturduğunu duymuştum. Open Subtitles حتى يعرف العنصر البشريّ حاجته توازن دقيق بين الحرارة و البرد
    Normal bilimde, teoriyle deneyselcilik arasında bir denge vardır. TED العلم العادي هو توازن بين النظرية و التجريبيين.
    Şayet Paris Berlin'le bir olduysa, İngiltere Viyana ve Roma'yla oldu ki karşıt bir denge oluştursun. TED إن انضمت باريس إلى برلين، بريطانيا ستنضم إلى فيينا وروما لإحداث توازن مضاد.
    Ayrıca daha ciddi bir not düşmek gerekirse, bilimin tamamında veriler ve teori arasında bir denge ararız. TED بلهجة أكثر جدية، في جميع العلوم نحن نبحث عن التوازن بين البيانات و النظرية.
    Füzyon tepkimelerinden salınan itici enerji, kütleçekimin gazları çeken enerjisine eşitlendiğinde bir denge oluşmaktaydı. TED عند خروج الطاقة نتيجة التفاعلات الإندماجية مقابل سحب الجاذبية لكل الغاز إلى الداخل، يحدث التوازن.
    Doğadaki her şey için bir denge vardır. Open Subtitles لكل شيء في الطبيعة، هناك موازنة
    İkisi arasında hassas bir denge vardır hatta tahmin edebileceğinizden çok daha hassas. Open Subtitles التباين بين العالمين يُمكن أن يكون توازنٌ دقيق أكثرَ دِقةٍ مما قد تتخيلون.
    Bu havuzunun bir kısmı, uç tarafında bulunan bir kunduz yuvası tarafından da, ekosistemin tamamını cok hassas bir denge içinde tutacak şekilde oluşturulmuştur. TED تشكلت أيضا في جزء من قبل سد القندس في نهاية واحده مسكت النظام البيئي كله في توازن دقيق جداً.
    Sanırım kollektif güvenliğe karşı bireysel özgürlüğü aldığınızda, orada bir yerlerde bir denge olmalı. TED أعتقد عندما تنزع حرية الفرد في مقابل السلامة الجماعية، يجب أن يوجد توازن في مكان ما هناك.
    Görevimiz, bakıcılara, sağlıklarını koruyabilecekleri ve hayatlarına tekrar bir denge getirebilecekleri bir saha açmaktır. TED هذفها تمكين مقدمي الرعاية من العناية بصحتهم الشخصية و سلامتهم وتحقيق توازن أكبر في حياتهم.
    Sürdürülmesi gereken devamlı bir denge vardır ormanda. Open Subtitles هناك توازن مستمر التي يجب الاحتفاظ بها في الغابة.
    Yatağa girince de tamamen kendinden geçiyordu. Mükemmel bir denge yani. Open Subtitles وعندما تصعد السرير تفقد وعيها تماماً إنه توازن مثالي
    Sana söyledim, bu bir denge oyunu. Kıçının üstüne düşeceğini söylemiştim. Open Subtitles أُخبرتُك،انها لعبة توازن أخبرتُك انة َسْقطُ على طيزة
    Gördüğün her şey, hassas bir denge içinde birlikte yaşıyor. Open Subtitles كل الأشياء التي تراها تتعايش معاً في توازن دقيق
    Biz de öyle sandık. Ama hastalıklar kusursuz bir denge kurmuş. Open Subtitles هذا من وجهة نظرك، لكن جميع أمراضك في توازن مثالي
    Her yıldızda hassas bir denge vardır, çekirdeğindeki füzyon gücü ki bu onu patlatmaya çalışır, ve kütlesinin yerçekim kuvveti, ki bu da onu top gibi sıkıştırmaya çalışır. Open Subtitles لكل نجم توازن دقيق بين قوة الإنصهار في قلبة الذي يميل لنسف النجم وقوة الجذب من كتلتة التي تميل لتشكيلة على شكل كروي
    Sağlıklı bir denge aldığımız kadar enerjiyi harcadığımızda oluşur. TED يحدث التوازن الصحي عندما نكتسب نفس كمية الطاقة التي نفقدها.
    Ve küre genellikle sabit duran bir denge özelliğine sahiptir, ve her yönden aynı şekilde görünür. TED والمجال لديه خاصية التوازن والتى تسمح لهادائما بالبقاء فى مكانها وتبدوا بنفس الشكل من أي اتجاه.
    Böyle olursa, hepimizin hoşuna gidecek bir denge durumu oluşacak -- açlıkla tokluk araasındaki denge. TED مما يدفعنا لنولد شيئاً جميعناً يعرف ذلك التوازن بين الجوع والشبع
    Ben sadece bir denge olduğunu düşündüğümü söylüyorum. Open Subtitles أعتقد أن هناك موازنة
    Evrende bir ahenk, bir denge vardır. Open Subtitles هناك إنسجام يوجد توازنٌ في الكون
    Evrende bir ahenk, bir denge vardır. Open Subtitles هناك إنسجام يوجد توازنٌ في الكون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more