Amerikadan buraya bir deniz feneri görmek için mi geldiniz? | Open Subtitles | هذا الكتاب جعلك تأتي من أمريكا لكي تري منارة ؟ |
Amerikadan buraya bir deniz feneri görmek için mi geldiniz? | Open Subtitles | هذا الكتاب جعلك تأتي من أمريكا لكي تري منارة ؟ |
Sanırım ailede var. Babam güneyde bir deniz feneri çalıştırıyor. | Open Subtitles | والدي يعمل في منارة في الجنوب، إنه يسبح كالطلقة |
Öyleki size çok yakın bir deniz feneri ışığının yüzünüze vurması gibi. | Open Subtitles | وكأنها بالفعل منارة قريبة منك تومض بالضبط في وجهك |
Tünelleri aydınlatacak ve polis, şehri bir deniz feneri yönlendirecek tüm milletin yolunu aydınlatacak. | Open Subtitles | وسيقوم بنشر الضياء في كل الأماكن ويحفز الشرطة للعمل وسيجعل هذه المدينة منارة |
Ama, elbette kim bir deniz feneri görse, ...buraya gelir öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكن بالطبع, كلما رأى أحدهم منارة يبقون بعيدين صحيح ؟ |
- Karmaşık. - Sadece bir deniz feneri. | Open Subtitles | ــ إنّها معقّدة ــ لا , إنّها مجرد منارة |
Bunu, tıpkı ışığı daima açık olan bir deniz feneri gibi düşünün. | Open Subtitles | وهي تعمل بالضبط مثل منارة مضاءة دائما |
Dubai tüm Dünya'nın parasına yol gösteren yeni bir deniz feneri gibi. | Open Subtitles | دبي" اليوم هي منارة" لجميع رؤوس الأموال في العالم |
Bu mahallede bir deniz feneri gibi göze çarpıyor olmalı. | Open Subtitles | في هذا الحي يجب أن تبرز مثل منارة |
Emekli olunca Provincetown'a taşınıp bir deniz feneri evi alıp, sanatçı kolonisi kurmayı planlıyorduk. | Open Subtitles | "وتحدثنا عن التقاعد في "بروفينس تاون وشراء منارة وإنشاء مستعمرة للفنانين |
FarhamptonInn'in yakınlarında bir deniz feneri vardı. | Open Subtitles | يا أولاد, كانت توجد منارة بالقرب من "فندق "فارهامبتون |
Bu müze, 1869'dan beri ki ben o zaman 11 yaşında ufak bir çocuktum - ...muhteşem ulusumuzun önünde parıldayan bir deniz feneri oldu. | Open Subtitles | منذ عام 1869، عندما كنت مجرد ... فتى في سن 11 هذا المتحف كان منارة منيرة لمدينتنا العظيمة. |
İleride bir deniz feneri var! | Open Subtitles | ! هناك منارة أيمكننا أن نتجه إلى هناك ؟ |
Kullanılmayan bir deniz feneri istiyorum. | Open Subtitles | أريد امتلاك منارة كبيرة |
-Vay canına. -Bu lanet bir deniz feneri. | Open Subtitles | ـ تباً ـ انها منارة |
Demek senin "sonun" bu, bir deniz feneri. | Open Subtitles | تلك هي نهايتك منارة |
Palmido kıyısında bir deniz feneri var. | Open Subtitles | توجد منارة على شاطئ بالميدوو. |
Bu bir deniz feneri. | Open Subtitles | إنّها منارة |
Ve bir deniz feneri satın aldım. | Open Subtitles | وإشتريت منارة. |