Ve elde edilen bu iki bilgiyi kullanarak standart bir derin yapay sinir ağını veya bir derin öğrenme ağını hastanın tanısı için eğitebilirim. | TED | وباستخدامنا لهذه المعلومات، يمكننا تدريب شبكة عصبونية عميقة نموذجية أو شبكة تعلم عميق لتوفير التشخيص للمريض |
Ve bununla ilgili bütün gün konuşabilirim, karıma sorun. Ama çok daha ilginç olan bir şeye geçmek istiyorum. Sizi bir derin dalışa götüreceğim. | TED | ويمكن أن أتحدث عن هذا الموضوع طوال اليوم، فقط أسألوا زوجتي. ولكن، أريد الانتقال إلى شيء يعتبر أكثر استمتاعاً سوف أخذكم إلى غوص عميق. |
Önümde nihayetsiz uzanan bir derin çukur buldum. | Open Subtitles | انه ممتد امامى لما لا نهايه وجدت حجر عميق |
bir derin mağara bulup bir milyon yıl saklanmalıyım | Open Subtitles | ابحث عن قبر عميق للإختِفاء فيه لمليون سنة |
bir derin mağara bulup bir milyon yıl saklanmalıyım | Open Subtitles | ابحث عن قبر عميق للإختِفاء فيه لمليون سنة |
Ama arada bir derin bir nefes almam ve bunu ülke çapında bir iki kez satmam gerekti. | Open Subtitles | لكن كان يجب ان أأخذ نفس عميق في بعض الاحيان وابيعه مرة واحدة او مرتين بجميع انحاء البلاد |
60 dakikalık bir derin bağ doku masajıydı. | Open Subtitles | هُنا, أحصل على تدليك عميق لمدة 60 دقيقة |
bir derin nefes alırsan, ölürsün. | Open Subtitles | شهيق واحد عميق, وستكون في عداد الموتي. |
Tam bir kabustu çünkü havuzda bir derin, bir de sığ taraf vardı. | Open Subtitles | لأن المسبح فيه نطاق غارق و عميق. |
Burada masaj yaptırıyordum. 60 dakikalık bir derin bağ doku masajıydı. | Open Subtitles | هُنا, أحصل على تدليك عميق لمدة 60 دقيقة |
bir derin nefes daha alın. | TED | خذو نفس عميق مرة أخرى. |
Lee önemli bir derin gizlilik altında çalışıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل (لي) تحت غطاء عميق لافت للنظر. |
Tek bir derin nefesten sonra. | Open Subtitles | -عجباً، بعد نفس عميق واحد فقط . |