Zor bir durumdaydı ve ben de oradaydım. | Open Subtitles | كان في مأزق وأصبحت في موقف صعب |
Phil zor bir durumdaydı ailesinin onuru ayaklar altındaydı. | Open Subtitles | كان (فِل) في موقف عسير شرف عائلته قد دُنّس |
Brandon çok savunmasız bir durumdaydı... | Open Subtitles | لقد كان (براندون) في موقف ضعيف... |
Kötü bir durumdaydı. Ona yardımcı olabilirdim. | Open Subtitles | لقد كانت في حالة سيئة كان من الممكن أن أساعدها |
Onunla tanıştığımda çok kötü bir durumdaydı. | Open Subtitles | كانت في حالة سيئة عندما التقيت بها |
Onunla karşılaştığımda çok kötü bir durumdaydı. | Open Subtitles | لكنه كان بحالة مزرية حين إلتقيته |
O çok zor bir durumdaydı. | Open Subtitles | في موقف صعب يعتبر (تاي) عائلته... |
Haziran ayında, Elizabeth çok sıkıntılı bir durumdaydı. | Open Subtitles | إليزابيث كانت .في حالة يُرثى لها |
Audrey'le ilk tanıştığımda oldukça kötü bir durumdaydı bunun büyük bir kısmı senin yüzündendi. | Open Subtitles | عندما قابلت (أودري) لأول مرة، كانت في حالة سيئة جدّاً... وجزء كبير من ذلك بسببك. |
Ayrıcalıklı bir durumdaydı. | Open Subtitles | كان بحالة الإمتياز سيدي |