Fakir bir ülkeden geliyor, ...ama orada iyi bir eğitim almış. | Open Subtitles | لقد أتت من بلد فقير لكنها حصلت على تعليم جيد هناك |
Mutsuzuz, kötü bir eğitim sistemimiz var, ve en başarısız iş dünyasına sahibiz. | TED | نحن تعساء، فلدينا تعليم سيء، ولدينا أسوأ تجارة أعمال. |
Çoğunluğu gayet iyi bir eğitim almış. | TED | معظمهم من الحاصلين على تعليم جيد الى حد ما. |
Kendimi kitaplarıma adadım ve onun nefret ettiği liberal bir eğitim aldım. | Open Subtitles | لقد دفنت نفسي بين كتبي وحصلت على التعليم التحرري الذي كان يمقته |
Pekala bu, gelecekteki restoran sahipleri için tüm tehlikelerin nasıl önleneceğini anlayacakları bir eğitim alanı olan restorana dönüşüyor. | TED | حسنًا، لقد تحول هذا إلى مطعم بمثابة ساحة تدريب لمطاعم المستقبل حتى تكتشف طريقة يمكن بها تجنب كل العقبات. |
Malavi'de bir eğitim hastanesinde anesteziyoloji başkanıydı. | TED | كان رئيس قسم التخدير في مستشفى في مالاوي, مستشفى تعليمي. |
Çok gizli bir eğitim videosu için ana dili İspanyolca olan biri lazımmış. | Open Subtitles | قال إنهم بحاجة لناطقين بالإسبانية للتحدث في فيديو تدريبات سري أهذا هو ؟ |
Bu nedenle, duygusal zeka eğitimi yapan herhangi bir eğitim dikkat eğitimiyle başlamalı. | TED | لذلك، أي منهج لتعليم الذكاء العاطفي يجب أن يبدأ بتدريب الإنتباه. |
Bunda ustalaşmak uzun bir eğitim gerektirecek. | Open Subtitles | .. والذي على سبيل المُصادفة والذي تطلب ساعات غير معدودة من التدريب النشط |
Hindistan'da çok elitist, züppece pahalı bir eğitim aldım, ve bu beni neredeyse mahvetti. | TED | لقد تلقيت تعليم نخبوي ومتعالِ ومكلف في الهند وهذا كاد أن يحطمني |
Amerika'da güzel bir eğitim aldın, orada güzel bir hayatın var, bizim için ne yapacaksın? | TED | لديك تعليم جيد من أمريكا لديك حياة جيدة في أمريكا، ما الذي ستفعله من اجلنا؟ |
Eğer bu eğitim sayesinde kazanacağınız yüksek maaşla borcu ödeyebilecekseniz, pahalı bir eğitim satın almak için borçlanmanın kötü bir yanı yok. | TED | التورط في دين لشراء تعليم مكلف ليس شيئاً سيئاً تماماً إذا ما استطعت سداده بمساعدة العائد الهائل الذي تجنيه منه. |
Ve belkide iyi bir eğitim geçerli becerileri edinme ve iyi bir iş imkanına sahip olmuşsunuzdur. | TED | وربما قد حصلت على فرص تعليم ممتازة ومهارات قابلة للتسويق، للحصول وظيفة. |
Dolayısıyla yeni bir eğitim modeli düşünmemiz gerekiyor. | TED | لذا فعلينا التفكير في نوعية تعليم جديدة. |
İlginç bir eğitim anlayışı geliştirerek okul taksitlerini ödeyebildikleri müddetçe devam edebileceğim bir özel okula yazdırdılar beni, | TED | فأعتمدا طريقة تعليم ، مثيرة للإهتمام حيث كانا في طريقهما إلى إصطحابي إلى المدرسة التي بالكاد يمكنهما تحمل نفقاتها. |
Müvekkilimiz sizden bir eğitim almış, olacak dediğiniz şey olmamış. | Open Subtitles | اشترى عميلنا التعليم منك ولم يفعل ما قلت بانه سيفعله |
Bu insanların istediği, iyi bir eğitim çağdaş tesisler ve sağlık hizmeti. | Open Subtitles | ،ما يريدونه هو التعليم الجيّد و أساسيّات الحياة العصرية و الرعاية الصحية |
Avusturya'da bir çiftlikte, sefalet içerisinde ve iyi bir eğitim alamayarak büyüdü. | TED | لقد ترعرعت في مزرعة في النمسا، فقيرة جداً، لم تحصل على الكثير من التعليم. |
Valentin Manoff, dansçılarını Rusya'dan çıkardığında sadece bir şirketi kurtarmakla kalmadı 200 yıllık bir eğitim sistemini de kurtardı. | Open Subtitles | عندما أخذ فالنتاين مانوف الراقصين خارج روسيا فهو لم ينقذ الشركة فقط بل أنقذ منظمة تدريب عمرها 200 سنة |
Ücreti karşılamak için hızlı bir eğitim maaşı talep edecektim. | Open Subtitles | أودّ تعجيل طلبٍ في الحصول على منحة تدريب لتغطية التكاليف. |
Galaksi Hayvanat Bahçesi, insanların bu galaksi resimleriyle nasıl etkileşime geçeceklerine dair 20 dakikalık -- hatta daha az -- bir eğitim aldığı bir projedir. | TED | وحديقة المجرات هو مشروع حيث يحصل الناس على برنامج تعليمي لمدة 20 دقيقة أو أقل من ذلك عن كيفية التفاعل مع صور المجرات. |
Şurada kumanda edebileceğim bir eğitim uçağı var. | Open Subtitles | هناك طائرات بالخارج أستطيع التحليق بها |