Balistiğin kesin bir eşleşme için birkaç güne ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | والمقذوفات في حاجة الى بضعة أيام للحصول على تطابق تام. |
Tam bir eşleşme yapabilmek için doku tipi de gerekli. | Open Subtitles | نحن أيضاً فى حاجه لنوع الأنسجه للحصول على تطابق دقيق |
Şu ana kadar federal veri tabanında bir eşleşme çıkmadı. | Open Subtitles | حتى الآن، لا يُوجد هناك تطابق في قاعدة البيانات الفيدراليّة. |
Artık yapman gereken tek şey bir eşleşme bulmak. | Open Subtitles | و الآن كل ما عليك فعله هو العثور على التطابق |
Kaplan, iyi ki kurbanın dişlerini yememiş. Diş kayıtları bize, kolay bir eşleşme verdi. | Open Subtitles | يجب علينا أن نشكر نمرنا لعدم الأكل الأسنان فتحليلها قد أعطانا مُطابقة سهلة |
- Ancak bir eşleşme bulsak bile, girdiği olay yerini bulmalıyız. | Open Subtitles | على تطابق, لازلنا نحتاج. لتجربته في مسرح الجريمة إن استطعنا إيجاده. |
Kiralık evinizdeki yatak çarşaflarından alınan DNA ile, ...sizin örneğinizde bir eşleşme yakaladık. | Open Subtitles | حصلنا على تطابق من عينة مرجعية لمزيج حمضك النووي المرفوع من أغطية سرير منزلك المستأجر |
Yüzün bir karakalem çizimini yap. bir eşleşme bulacağımızdan süpheliyim. | Open Subtitles | اصنعي رسماً تخطيطياً للوجه أنا لست واثقة من أننا سنعثر على تطابق |
Bu kadar küçük parçalarla bir eşleşme yapabileceğimizden emin değilim. | Open Subtitles | على كل حال لست متأكدة من أننا سنحصل على تطابق مع هذا الجزء الصغير الذي نعمل به |
-Evet, bire bir eşleşme tutturmak zordur. | Open Subtitles | هناك كثير من التنوعات صعب الحصول على تطابق بالضبط |
Cam kapıdaki bir parmak izlerinden bir eşleşme yakaladım. | Open Subtitles | مرحبا ماذا لديك؟ لدي تطابق في قاعدة البيانات لبصمة |
Keskin olmayan bir cisimle vurulmuştu, DNA izi bulunmuştu ama veri tabanında bir eşleşme çıkmamıştı. | Open Subtitles | ضربة قاضية، و قد استعيد بعض من الحمض النووي، لكن لم يكن ثمة تطابق في قاعدة البيانات |
Görüntüyü büyütüp, noktaları birleştirdim, bir eşleşme buldum böylece. | Open Subtitles | قمتُ بتحسين الصورة ومطابقة نقطة بنقطة فحصلنا على هذا التطابق |
Maktulümüzü ezen arabayla bir eşleşme bulmuş gibisin ki bu da yeni bir şey, değil mi? | Open Subtitles | حسناً,على مايبدو أنكِ حصلت على سيارة مُطابقة للسيارة التي دهست ضحيتنا هـذا جديد,صحيح؟ |
Hiçbir sabıkalı veritabanında bir eşleşme çıkmadı. | Open Subtitles | لا مطابق له في أيّ من قواعد بيانات المجرمين |
Ne olur bana AFIS de bir eşleşme bulduğunu söyle. | Open Subtitles | أرجوك لا تخبريني أنك وجدت مطابقة في سجلات البصمات |
Belki de bir eşleşme uyumsuzluğu vardır? | Open Subtitles | ربما هنالك نقطة متقاطعة معها |
Yüz tanıma sistemi, konferans görüntülerinden bir eşleşme buldu. | Open Subtitles | حسنا. التعرف على الوجوه البرمجيات تبين لنا مباراة من لقطات مؤتمر صحفي |
FBI veritabanında kayıtlı kayıp kızlardan birinin DNA'sıyla bir eşleşme yakaladım. | Open Subtitles | كان هناك مباراة في قاعدة البيانات مكتب التحقيقات الفدرالي على عينة الحمض النووي للفتاة المفقودة |
Video görüntüsünden aldığımız resim kalitesidi, yüz tarama sisteminde arattık ama bir eşleşme çıkmadı. | Open Subtitles | بسبب الجودة السيئة للفيديو لا يوجد تطابق للوجه في قاعدة البيانات |
Bu arada cesur bilgisayar korsanın senin için diğer izlerde bir eşleşme yakaladı. | Open Subtitles | المخترقة العظيمة وجدت تطابقا للبصمات الاخرى في قاعدة البيانات |