"bir elbise" - Translation from Turkish to Arabic

    • فستان
        
    • ثوباً
        
    • ثوب
        
    • فستاناً
        
    • ثوبا
        
    • الثوب
        
    • فستانا
        
    • فستانًا
        
    • بدلة
        
    • هذا الفستان
        
    • واحدة على سبيل
        
    • مغرور يرتدي حلّة
        
    • فستانٌ
        
    • في رداء
        
    • رداءاً
        
    Çok hoşuma giden bir elbise patronunu götürmeye söz vermiştim. Open Subtitles كنت قد وعدتها أن أحضر معى تصميم فستان قد أعجبها
    Evet giydim. Evet, evet kadın elbisesi giydim. bir elbise giydim. Open Subtitles نعم , أنا أرتدي فستان نعم نعم , أنا أرتدي فستان
    Puanlı bir elbise giyiyor. Yüzü çok yorgun. Open Subtitles إنها ترتدي ثوباً من القماش المنقط ووجههامهموم.
    Beyaz bir elbise giyip duvak takmadığı sürece sorun yok. Open Subtitles طالما انه لا يرتدي ثوب أبيض والحجاب، وأنا لا أهتم.
    Herhangi biri güzel bir elbise giyip o cihazı yerleştirebilirdi. Open Subtitles بإمكان أيّ شخص أن يرتدي فستاناً وأن يضع ذلك الجهاز.
    Ama dediğim gibi, bir seferde yalnızca bir elbise giyinebilirsin. Open Subtitles ولكن كما قلت تستطيعى أرتداء فستان واحد فى الوقت نفسه
    Her neyse, bana bir elbise giydirsen bütün işlerini yaparım. Open Subtitles على كل حال , البسنى فستان وسأعمل لكم كل اعمالكم
    Annemde beyaz bir elbise ve şen dul şapkası vardı. Open Subtitles كانت أمي ترتدي فستان أبيض مقوّس وإحدى تلك القبعات العملاقة
    Neden ikinize de uyan bir elbise bulana kadar alışverişe devam etmediniz, anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم لماذا لم تستمروا بالتسوق حتى تجدوا فستان مناسب عليكما معاً.
    Hatta bütün koleksiyonumda uygun bir şey olmadığına göre yeni bir elbise alacağım. Open Subtitles في الواقع سأشتري فستان جديد فكما يبدو لايوجد شيء يستحق في مجموعتي هذه
    Seni yıkayıp paklayacağız ve sonra da sana bir elbise bulacağız. Open Subtitles ونحن سوف نجعلك مغسولة ونظيفة وبعد ذلك، سوف نجد فستان لك.
    Sağ ol. Ve sonra bir elbise çalıp çöpe attığımı söylüyorsun! Open Subtitles شكراً , وتعتقد أني سرقت ثوباً ثمَّ رميته ؟
    Ayrıca, özel bir elbise yaptırdım. Open Subtitles بجانب أنني أعددت ثوباً من نسيج مربع النقش
    Yeni bir elbise alması lazım. Open Subtitles يجب أن تشتري ثوباً جديداً ذلك ما يجب أن تفعلهُ
    Bu çok iyi bir fikir Tilde ama önce masa örtüsü ve peçete ve sonra sana güzel bir elbise bulmalıyız,değil mi anne? Open Subtitles إنها فكرة رائعة . لكن علينا العثور على بعض أغطية المائدة والمناشف وبعدها سنعثر على ثوب جميل لك ، أليس كذلك أمي ؟
    India Wilkes, ne güzel bir elbise bu böyle! Open Subtitles طاب صباحك يا سكارليت يا له من ثوب جميل يا إنديا ويلكس
    Elbette, Gigi beyaz bir elbise giyebilir. Open Subtitles بالطبع تستطيع جيجي أن ترتدي فستاناً أبيض
    Merak ettiği şey sadece uygun bir elbise giyip giyemeyeceğiniz. Open Subtitles فقط كانت تتسائل إذا كان يمكن أن ترتدي ثوبا مناسبا
    İçinde nefes alamadığım bir elbise giyeceğim ve Lilly yanında birini getirecek. Open Subtitles سأرتدي ذلك الثوب البراق الذي يخنق أنفاسي
    Yeni bir elbise istemiyorum. Ne kadar şanslı olduğundan haberin yok. Open Subtitles لا أريد فستانا جديدا , أنت لا تعلمين كم أنتي محظوظة
    Kendime güzel bir elbise alacağım, saçımı yaptıracağım limuzinin arkasında flörtümle yaylanacağım. Open Subtitles سأشتري فستانًا جميلاً، وأسرّح شعري وأتمدد في سيارة الليموزين مع من سأواعده
    Belki bir gün yeni bir elbise alırım. Open Subtitles ربما يوم واحد أنا سوف تحصل على بدلة رسمية جديدة.
    Ne güzel bir yüz, ne güzel bir elbise, Ne güzel bir gülümseme, ne güzelim Open Subtitles هذا الوجه الجميل، هذا الفستان الجميل هذه الإبتسامة الجميلة، هذا الجمال
    bir elbise yaptırmayı denemek ister misin? Open Subtitles أتريدُ عمل واحدة على سبيل التجربة؟
    Geniş bir elbise ve güzel ayakkabılar giymiş çünkü çok mutlu. Open Subtitles إنها ترتدي فستانٌ رائع وحذاءٌ جميل .لأنها سعيدة
    Neyse, kırmızı bir elbise içinde bir fahişe, banyodan dışarı çıkıyor. Open Subtitles ثم تخرج عاهره من الحمام في رداء أحمر جميل
    Harper'a denemeleri için bir elbise almam lazım. Open Subtitles و يجب أن أشتري رداءاً ل"هاربر" لأجل المسابقه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more