"bir elmas" - Translation from Turkish to Arabic

    • الماس
        
    • ألماسة
        
    • ماسة
        
    • كماسة لا
        
    • ألماس
        
    • الماسة فى
        
    Sorun bakalım, bu odadaki hiç kimse hakiki bir elmas gördü mü? TED اسأل أي شخص في هذه الغرفة ما إذا سبق له أن رأى الماس الحقيقي من قبل؟
    Fakat dünyanın bildiğim hiçbir bölgesinde buna benzer bir elmas yok. Open Subtitles ولكن لا توجد مثل هذه الماس في أي مكان في العالم على حد علمي.
    Ekipmanlarımı küçük bir elmas yapmak için tekrar özgür bıraktım. Open Subtitles لقد أخرجتُ مُعدّاتي حتى أتمكّن من صُنع ألماسة صغيرة لها.
    Bir yarışma programında olduğunu düşün ve şu iki ödülden birini seçebilirsin: bir elmas ya da bir şişe su. TED تخيل نفسك في برنامج مسابقات ويمكنك أن تختار بين جائزتين: ماسة أو عبوة مياه.
    Bir zümrüt denizindeki kusursuz bir elmas seti gibi. Open Subtitles كماسة لا تشوبها شائبة تتواجد في بحر من الزُمرد
    bir elmas kesicisiyle beraber görülemem tüm olanlardan sonra Open Subtitles لا يمكن أن يروني عند قاطع ألماس ليس بعد ما حدث
    Dünyadan üstünde çok yüksekte. Gökyüzünde bir elmas gibi. Open Subtitles مثل الماسة فى السماء
    Yerde kemik ve diş parçaları ile bir elmas küpe, toka, bir el çantası anahtarlar, ve bir paket et bulundu. Open Subtitles على الارض كان يوجد أجزاء من العظم والاسنان حلق من الماس دبوس شعر, حقيبة يد مجموعة مفاتيح قطعة من اللحم
    Tarayıcı bir elmas damarı buldu ve muhtemelen onlar, bazı taşları aldılar. Open Subtitles وجدتكم في فوهة منجم الماس ومن المحتمل تأخذون الأحجار
    Hem de ikisinin de gerçek olduğunu düşündüğü bir elmas için. Open Subtitles للحصول على الماس أنها كان كل من الفكر الحقيقي.
    Biliyor musun, 2 gün önce gerçek bir elmas yüzük çıkardım. Open Subtitles أنت بين تعلمون، أنا فعلا سحبت خاتم من الماس من هنا قبل يومين.
    Duruşmada merhumun ailesi kayıp bir elmas yüzükten bahsetti. Open Subtitles فقط في حالةإدعت عائلة المتوفى فقدان شيئ ثمين مثل خاتم من الماس
    Sonrasında ise, çok nadir bulunan, Morina balığı havyarının içine, 50 karatlık bir elmas yüzük saklayacağım. Open Subtitles ثم أنني سوف إخفاء خاتم الماس القيراط 50 تخصص في الكافيار بيلوغا. ثم أننا في نهاية المساء،
    İşte burada -- diğer tarafını çevirelim -- bir elmas. TED فهنا لدينا لندير هذا .. مجسم ألماسة
    "Yoksa, duracak mı o küllerin arasında... sonsuz zaferin doğuşu gibi parlayan... yıldıza benzer bir elmas." Open Subtitles "هل سيكون بين الرماد، ألماسة تتلألأ، فجر النصر الأبدي؟"
    Çok güzel... "Yoksa, duracak mı o küllerin arasında yıldıza benzer bir elmas..." Open Subtitles هذا لطيف، هل ستكون هناك ألماسة تتلألأ...
    Şimdi, kendini tekrar çölde hayal et. Ama bu sefer, sana her beş dakikada bir yeni bir elmas veya bir şişe su sunuluyor. TED الآن تخيل نفسك مرة أخرى في الصحراء، ولكن هذه المرة ستحصل على ماسة جديدة أو عبوة مياه جديدة كل خمس دقائق.
    Her şey düzelecek... ve sana öyle kocaman bir elmas alacağım ki... seni kusturacak! Open Subtitles سيتم مكافأتي مرة أخرى وعندما أحصل على المال سأشتري لك ماسة كبيرة
    Ve leylek cennetten uçarak çıka geldi, ve lahana yaprağına bir elmas parçası bıraktı. Open Subtitles . ثم نزل طائر اللقلق من السماء ، ووضع ماسة تحت أوراق الملفوف
    Bir zümrüt denizindeki kusursuz bir elmas seti gibi. Open Subtitles كماسة لا تشوبها شائبة تتواجد في بحر من الزُمرد
    Niye bir elmas kuryesinin diplomatik geçiş izni olur? Open Subtitles هذا لا يبدو منطقياً إطلاقاً أعني,لما قد يحصل مبعوث ألماس قد يحصل على تصريح ديبلوماسي؟
    bir elmas var gerçekten. Benim duyduğum en azından. Open Subtitles أعني ، هناك ألماس حقيقةً هذا ما سمعته ، على أية حال
    Gökyüzünde bir elmas gibi. Open Subtitles مثل الماسة فى السماء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more