Televizyon zaman içinde nasıl bir evrim geçirdi ve bunun toplumdaki yansımaları ne şekilde oldu? | TED | كيف تطور التلفاز مع مرور الوقت، وماذا يقوله هذا عن مجتمعنا؟ |
Yani yaptığımız, makinenin içine mikro saniye ölçeğinde meydana gelen bir evrim süreci yerleştirmektir. | TED | حسنا ما نفعله هو أننا نضع بداخل الآلة عملية تطور تأخذ مجراها في مقياس زمني يعادل الميكروثانية. |
Souza'ya göre, ses telleri bir evrim süreci sonucunda, tıpkı insanın maymundan gelirken ki kuyruğu gibi yok olacaktı. | TED | الأوتار الصوتية سوف تضمر ضمن نسق التطور كما ضمر ذيل الإنسان عندما تطور عن القرد لعدم حاجته له |
Eğer evrimi maddesel dünyanın içine çekebilirsek, genel bir evrim teorisi elde edeceğimizi öngörüyorum. | TED | لو أننا استطعنا توسيع مفهوم التطور ليشمل العالم المادى، فأنا أقترح أن تكون لدينا نظرية عامة للتطور. |
Burada düz bir zaman çizgisinde ilerlemek yerine merkezden dışarı gelen bir evrim görüyoruz. | TED | و لدينا هنا نظرة لإتجاه التطور بدلا من التطور نفسه بالنظر للوقت كخط زمني ، نجد أنه يأتي من المركز. |
Bunu, doğal seçim sürecinde oluşan değil fakat tasarım tarafından oluşturulan bir evrim gibi düşünün. | TED | التفكير بأنها تطور ليس عن طريق الإنتقاء الطبيعي، ولكن تطور حسب التصميم. |
Kameralardan uzak durun. Burada bir evrim sorunumuz var. | Open Subtitles | قم بتأخير هذا البث المباشر لدينا تطور في الأحداث هنا |
Bu gelişme, birkaç elitle başlayıp sonunda dünyanın her yerinden gelen insan kitlesine hitap etmeye doğru giden büyük bir evrim olarak cereyan etti. | TED | الآن، حدث هذا التقدم على هيئة تطور عظيم، بدأ من النخبة القليلة، و في النهاية كان قادراً على التواصل مع جماهير من الناس الآتية من كل أقطار العالم. |
Ama söylediğin şeye göre, bir insan öyle bir evrim geçirmiş ki, ...artık ona insan bile diyemeyiz. | Open Subtitles | الفجوة بين "ما نحن", وبين ما أصبح عليه ليونارد. لكن ما تصفه هو شخص تطور بصورة قصوى.. حتى أننا لا يمكن أن نسميه بشرياً. |
Paylaşılmış bir evrim diyelim. | Open Subtitles | من خلال تطور مشترك تنافس اشتراكي. |
İlkel bir başlangıç veya yavaş bir evrim değildi. | Open Subtitles | لم تكن بداية بدائية أو تطور بطيء |
Aslında, Benzersiz bir evrim buldum. | Open Subtitles | فى الواقع, لقد وجدت تطور فريد من نوعه |
Bu kolektif ve bilinçli bir evrim oldu. | TED | هذا تطور جمعي وواع. |
Chien: STUXnet sadece bir evrim değildi. | Open Subtitles | ستكس نت" لما يكن مجرد تطور" |
Bu daha eski, günümüzde şüpheli, bir evrim teorisiydi. | TED | هذه كانت نسخة أولية، تم دحضها، من نظرية التطور. |
Bir sonuç çıkartmak istemiyorum, ama dinozorlar ve insanlar... aralarında 65 milyon yıllık bir evrim olan iki tür. | Open Subtitles | لا أريد أن أقوم بإستنتاجات مسبقة لكن الدينوصور والإنسان جنسان يفصلهما 65 مليون سنة من التطور |
- Vücudundaki her hücre mücadele edip yaşaman için milyonlarca yıllık bir evrim tarafından eğitildi. | Open Subtitles | كل خلية في جسمك تدربت بواسطة أعوام من التطور على المحاربة من أجل البقاء. |
bir evrim biyoloğu olarak şöyle derdim: beyinlerimiz, vücutlarımızın iş gördüğü büyüklük ve hız koşullarında hayatta kalmamızı sağlayacak şekilde evrildi. Hiçbir zaman atomların dünyasında hareket edecek şekilde | TED | كعالم أحياء يؤمن بنظرية التطور يمكن أن أقول: ان أدمغتنا قد تطورت.. لمساعدتنا على الحياة ضمن مقدار الحجم والسرعة.. التي تعمل أجسادنا تبعا لها. |
bir evrim süreci var, adaptasyon. | Open Subtitles | والذي انطلقت منه أول زفرة للحياة ... إنها مسيرة من التطور التكيف |