"bir fırsata" - Translation from Turkish to Arabic

    • فرصة
        
    • الفرصة
        
    Ya bir şeyi atladık ya da bir fırsata doğru yönlendiriliyoruz. Open Subtitles اما تغاضينا عن شيء احد يشير الى ان هناك فرصة اخرى
    İşte o an fark ettim ki, bu bilim insanlarıyla çalışabilme imkanım vardı. Böylesi bir fırsata hemen atlayıverdim. TED وبعدها ادركت ان هناك فرصة لي للتعاون مع هؤلاء العلماء، واقتطفت تلك الفرصة
    Sadece bir fırsata ihtiyacınız var. Benim fırsatım Beau'dan ve Blackawton Arı Projesinden geldi. TED كنت فقط بحاجة إلى فرصة. جاءت لي الفرصة في شكل بو، ومشروع نحل بلاكاوتون.
    Cinayet suçlarını, bir insan ömrü kadar sürede yarıya indirebilecek önemli bir fırsata sahibiz. TED أيها القوم، بأيدينا فرصة العمر لتخفيض نسبة العنف بمعدل النصف خلال حياتنا.
    Ama gelişmeci bir zihniyetiniz varsa ve kabiliyetlerinizin iyileşebileceği fikrindeyseniz; bir zorluk, öğrenmek ve büyümek adına bir fırsata dönüşür. TED لكن إن كانت عقليتك نامية وتعتقد أن قدراتك يمكن أن تتطور، فستكون التحديات فرصة للتعلم والتطور.
    Biz, dünya vatandaşı olarak, şu an dünyadaki bu büyük pozitif değişimi hızlandırmak için eşsiz bir fırsata sahibiz. TED نحن كمواطنين عالميين لدينا الآن فرصة فريدة للإسراع بالتغير الإيجابي على نطاق واسع حول العالم.
    Ancak iyi haber şu ki, küresel toplum hâlâ harika işler yapmak için bir fırsata sahip. TED لكن الخبر السار هو، أن المجتمع الدولي لديه فرصة لكي يقوم بشىء جريء مماثل اليوم.
    Sivillerin katılımını sağlamak için eşsiz bir fırsata sahip olduğumuz bir zamandayız. TED نحن الآن لدينا فرصة ليس لها مثيل لتحويل المشاركة المدنية.
    Ünlü bir savaşçı olabilmek için sadece bir fırsata ihtiyacım var. Open Subtitles كل ما أحتاجه هو فرصة وأستطيع أن أكون محارب عظيم
    Görünüşe göre Musa, biri onun sadece bir fırsata ihtiyacı olduğunu düşünmüş. Open Subtitles من الواضح يا موسي أن شخص ما ظن إنه يحتاج فقط إلي فرصة
    Kader küçük talihsizliğimizi harika bir fırsata çevirdi. Open Subtitles القدر, حول مصيبتنا الصغيرة إلي فرصة عظيمة
    Düşünüyorum ki benimle tanışırsa, Şansım olabilir... ve bir fırsata sahip olduğun zaman, onu yakalamalısın. Open Subtitles اعتقد انه اذا قابلني يكون لدي فرصة واذا حصلت على اولوية عليك باستغلالها
    "Ayın rahatsız edici etkileri romantik bir fırsata darbe vurabilir..." Open Subtitles الميزان كان يجب ان اعرف فرصة رومانسية قد تعاني من مأزق صغير
    Yatacak daha fazla kız bulmak için bir fırsata daha çok benziyor. Open Subtitles إنها تبدو فرصة جيدة للحصول على المزيد من الفتيات
    Ve bir grup bitki, otlar, bu buhranı bir fırsata çevirdi. Open Subtitles و مجموعة واحدة من النباتات، الأعشاب ، وحولت هذه الأزمة إلى فرصة.
    Bence bundan sonra gelecek olan yani dördüncü nesil kıtayı dönüştürmek için eşsiz bir fırsata sahip. TED أني أؤمن بأن الجيل القادم بعد هذا، أي الجيل الرابع، لديه الفرصة الفريدة لتحويل القارة.
    Yani, Afrika'da şu an bu sıradışı fırsata sahibiz, dünyayı değiştirmek ve herkesin kıskanacağı, herkesin bizi yenilikçi olarak görmesini sağlayacak bir enerji sistemi yaratacak sıradışı bir fırsata. TED لدينا هذه الفرصة الرائعة، الآن، في إفريقيا هي فرصة رائعة، لتغير العالم وصنع نظام طاقة التي سيغار منها الجميع، والجميع سيرى أننا مبدعين.
    Bizim sadece doğru bir fırsata ihtiyacımız var. Open Subtitles نحتاج فقط إلى تحيّن الفرصة المناسبة
    Denemek için bir fırsata ihtiyacım var. Open Subtitles أريد فقط تلك الفرصة للمحاولة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more