"bir gülümseme" - Translation from Turkish to Arabic

    • ابتسامة
        
    • إبتسامة
        
    • بإبتسامة
        
    • ضحكة كبيرة
        
    • الإبتسامة على
        
    Masasında oturmuş, yüzünde koca bir gülümseme, her tarafı dosyalarla çevrili. Open Subtitles بالقرب من الطاولة مع ابتسامة عريضة على وجهه محاط بجميع ملفاته
    Seni güzelce hazırlayıp, o güzel yüzüne harika bir gülümseme konduracaklar? Open Subtitles يظهرونك بشكلٍ جيد. ويمنحونك ابتسامة جميلة على هذا الوجه الجميل, حسناً؟
    Ama size şu kadarını söyleyebilirim ki, bu fikir üzerinde düşündüğümde yüzümde kocaman bir gülümseme belirirdi. Open Subtitles انة يجب ان تخبرنى قبل تنفيذ فكرتك هذا يجعلنى اضع ابتسامة عريضة على وجهى
    uzun zamandır yapmıyorsun. Uzun ve tatlı bir gülümseme sadece.. Open Subtitles و التي لديها إبتسامة جميلة فهيا لم تعد تبتسم إطلاقاً
    Uyandığında, yüzünde bir gülümseme vardı. Open Subtitles عندما إستيقظَت، كَانَ عِنْدَكَ إبتسامة على وجهِكِ.
    Bana dönüp yüzünde büyük bir gülümseme ile "seks harika bir şey" dedi. Open Subtitles بإبتسامة كبيرة على وجهه وقال لي . الجنس شيء جميل
    Bu bana her şeyi anlatmak üzere olan birisi için iddialı bir gülümseme. Open Subtitles هذة ضحكة كبيرة من اجل شخص سيقوم بأخبارى عن كل شىء
    Ama bunların hepsinden senin sapık yüzüne bir gülümseme kondurmak için vazgeçiyorum. Sakın berbat etme. Open Subtitles لكني مستعدة للتضحية بكل ذلك فقط لأرسم الإبتسامة على وجهك الصغير المنحرف، لذا لا تخرب هذا
    Ama size söyleyeceğim, fikir hakkında düşündüğümde... yüzüme büyük bir gülümseme yerleşiyor. Open Subtitles انة يجب ان تخبرنى قبل تنفيذ فكرتك هذا يجعلنى اضع ابتسامة عريضة على وجهى
    Amerikadaki herkesin kalçasına bir gülümseme getireceğini söylemiştin ırk, din ve renk ayırt etmeksizin. Open Subtitles قلت لك انك ستجلب ابتسامة لكل وسط في امريكا دون عنصرية لون او نسب
    Eee, başlangıç olarak, bir çoğu beni yakışıklı bulur harika bir gülümseme ile. Eminim ayni fikirdesindir. Open Subtitles اولا يجدنى الكثيرون وسيما وذا ابتسامة خلابة
    Ne zaman önemsiz pisliklerden bahsetsek yüzünde herzaman bir gülümseme belirirdi. Open Subtitles ونبداء فى التغوط الغيرمهم كان عنده ابتسامة دائمه على وجهة
    O bir gülümseme, ters bir surat asma değil. Bunun da üzerinde çalış. Open Subtitles هذه ابتسامة ليس عبوساً مقلوباً، تمرني على هذا أيضاً
    Koca bir gülümseme ver bana. Şimdi topa sinirlen. Open Subtitles أعطها ابتسامة كبيرة ، ممتاز الآن ، أنت غاضب من الكرة
    Ama senin için teselli olacaksa yüzüme kocaman bir gülümseme kondurmayı başardın. Open Subtitles لتعتبرها تعزية لك وضعت إبتسامة على وجهي.
    Ama senin için teselli olacaksa... ..yüzüme büyük bir gülümseme koymuştun. Open Subtitles لتعتبرها تعزية لك وضعت إبتسامة على وجهي.
    Hayatınıza ufak bir gülümseme kattığıma memnun oldum, Bay Bruckman. Open Subtitles أنا مسرور أنا يمكن أن أجلب إبتسامة صغيرة إلى حياتك، السّيد بروكمان.
    Güzel bir gülümseme duygusal kahverengi gözler görüyorum. Open Subtitles أرى إبتسامة لطيفة. أرى عيون سمراء شديدة العاطفة.
    - Evet. - bir gülümseme daha alabilirmiyim? Open Subtitles هذا صحيح هل أستطيع أن أحصل على إبتسامة أخرى ؟
    Basit bir gülümseme ve birinin yanağına değerli bir dokunuşun hissiyle dünyanın sorunlarından kaçının çözülebileceği hayret verici. Open Subtitles مدهش هو كم مشكلات هذا العالم التي يمكن أن تُمحى بأبسط بإبتسامة والشعور بإحساس رائع تجاه شخص ما
    Ya da normal sözlerin ardından tatlı bir gülümseme. Open Subtitles أو لأستخدم كلمات عادية متبوعة بإبتسامة ساحرة
    Hoş, büyük bir gülümseme Jim. Open Subtitles (ضحكة كبيرة يا (جيم
    Yüzünde bir gülümseme vardı. Open Subtitles كانت لديه تلك الإبتسامة على وجهه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more