| Beyler, 50.000 dolarlık japon yemeği yiyebilmemiz için sadece bir günümüz var. | Open Subtitles | أيها السادة, لدينا يوم واحد لنأكل طعام ياباني بقيمة 50 ألف دولار |
| Çünkü senin tahminine bakarsak sadece bir günümüz var. | Open Subtitles | لأنه من خلال الحساب الخاص بك ، لدينا يوم واحد فقط للعثور عليها. |
| O halde, çok iyi korunan bir kaledeki kilitli bir odaya fark edilmeden girip dünyadaki en değerli eşyayı çalmak ve tekrar fark edilmeden dışarı çıkabilmek için sadece bir günümüz var. | Open Subtitles | اذاً لدينا يوم واحد فقط للتسلل الي دخل حجرة مغلقه في مكان ما من قلعه شديدة التحصين، |
| Affedersiniz. Sorun değil, dostum. Bütün bir günümüz var. | Open Subtitles | لا يوجد مشكلة يا صديقى , لدينا اليوم كله |
| Kuşlarla büyük bir günümüz var yarın. | Open Subtitles | لدينا يوم حافل غداً صباحاً مع الطيور |
| Hisseleri satmak için tam bir günümüz var. | Open Subtitles | لذلك أتوسل إليكم أن تكونوا حريصين عند التحدث مع عملاؤنا الرئيسيين لازال لدينا يوم كامل من التجارة قبل حلول ساعة الصفر لذلك لا أريد مشاكل |
| Onu bulmak ve karar duruşmasına zamanında getirmek için bir günümüz var. | Open Subtitles | لدينا يوم واحد لنجدها ونعيدها فى موعد المحاكمة |
| Tamam, millet. Bu düğünü planlamak için bir günümüz var. | Open Subtitles | حسنا، شباب، لدينا يوم واحد للتخطيط لهذا الزفاف |
| Vikingler Kells'e saldırmadan evvel bir günümüz var! | Open Subtitles | لدينا يوم واحد قبل أن "يصل "الفايكنج" إلى "كلس |
| Sadece bir günümüz var. | Open Subtitles | لدينا يوم واحد فقط |
| Önümüzde seçmenlerin fikrini değiştirmek için koca bir günümüz var. Ne anlamı var ki? | Open Subtitles | لدينا اليوم كله لتغيير افكار المصوتين |
| Koskoca bir günümüz var. | Open Subtitles | لدينا اليوم بأسره |
| Yarın yarışmaların sonuna kadar koca bir günümüz var. | Open Subtitles | مازال لدينا يوم حافل من المنافسات غداً |
| Her ne istersen yapmamız için koca bir günümüz var. | Open Subtitles | لدينا يوم كامل لتفعلى ما تحبينه |